"Yâ Rabbî! Bunun dilini bağla!.."
04/10/2024 Cuma Köşe yazarı V.T
"Hocam bana, nefse güç gelen işleri yapmamı emrediyor, bu şekilde
vazifeler veriyordu..."
Fakîh İbrâhim-i Feşlî hazretleri İslâm âlimlerinden ve
evliyânın büyüklerindendir. 1217 (H.613) senesinde Yemen’de Zebîd şehrinde vefât
etti. Zamânında bulunan meşhûr âlimlerin sohbetlerinde bulunup, onlardan ilim
öğrendi. Ahmed Sayyâd, bu zâtı çok över ve hürmet ederdi. Hocasının birçok
kerâmetlerini nakletti. Ahmed Sayyâd el-Yemenî şöyle anlatıyor:
Fakîh İbrâhim bin Ali hazretlerine talebe oluşumun ilk
zamanları idi. Bana, nefse güç gelen işleri yapmamı emrediyor, bu şekilde
vazifeler veriyordu. Ben ise buradaki inceliği anlayamıyordum. Bir gece yalnız
kaldığımda, bu hâlden şikâyetçi oldum. Yanına vardığımda, ben hiçbir şey söylemeden;
"Allahü teâlâya benden şikâyetçi oldun ve şöyle şöyle söyledin değil
mi?" diyerek, benim bütün söylediklerimi haber verdi. Ben, hocamın bu
kerâmetini görünce, bana verdiği vazifelerin ve nasîhatlerin hep benim
faydam için olduğunu anladım. Kendisinden hiç şikâyetçi olmamaya karar
verdim...
Yine ona talebe olduğumun ilk zamanlarında çok
konuşurdum. Konuştuğum zaman da, düzgün konuşamazdım. Yerli yersiz, lüzumlu
lüzumsuz konuşurdum. Hattâ hocamın huzûrunda bile böyle konuşurdum. Bu
hâlimden, kendim dahî rahatsız olurdum. Fakat bir türlü terk edemiyordum.
Hocam, çok defâ beni bu hâlden menettiği hâlde yine terk edemedim. Nihâyet bir
gün yine böyle konuşurken, hocam; "Yâ Rabbî! Bunun dilini bağla!"
buyurdu. Bundan sonra hocamın yanında tekrar konuşmak istediysem de
konuşamadım. Konuşmak isteyip de konuşamadığım zaman çok sıkılır, ölecekmiş
gibi olurdum. Hocamın yanında hiç konuşamayınca, sıkıntılı bir hâlde şehrin
dışına çıktım. "Yâ Rabbî! Şehre geri dönünceye kadar dilimi çöz! Hocamın
duâsı ile dilim bağlandı. Bu hâle dayanamıyorum" dedim. Allahü teâlâ
dilime eski hâlini ihsân etti. Hocamın yanına geldiğimde, ben hiçbir şey
söylemeden; "Allahü teâlâya benden şikâyetçi olmamaya karar vermiştin.
Şimdi bu hâle tekrar döndün öyle mi?" buyurdu.
İmâm-ı Zebîdî diyor ki: "Fakîh
İbrâhim-i Feşlî, Zebîd ahâlisinin çok sevip, hürmet ettikleri yedi büyük zâttan
birisidir. Zebîdliler, bu yedi büyük zâtı yedi gün arka arkaya ziyâret edip,
onları vesîle ederek duâ edenin duâsının kabûl edildiğine, ihtiyâcının hâsıl
olduğuna inanırlar. Bu yedi zâttan altısının isimleri, Fakîh İbrâhim-i Feşlî,
Ahmed Sayyâd, Ömer bin Râşid, Merzûk bin Hasan, Ali bin Eflâh, Ali bin Mürtekî
olup, yedincisinde ihtilâf olundu. Bâzıları, Ahmed el-Mukrîd olduğunu
söylediler. Doğrusunu Allahü teâlâ bilir."