Nefse mi, Allaha mı güvenmelidir?
05/10/2024 Cumartesi Köşe yazarı O.Ü
Sual: Bazı din adamı kılığındaki reformistler; “Müslümanlar, rızkın ezelde ayrıldığına inandıkları için çalışmayı lüzumlu görmezler. Nefsine güvenmek ise, insana hayat için mücadele kuvveti verir. Yaşamak istiyorsak, kendimizde itimad-ı nefs hasıl edelim” diyorlar. Bunların bu sözlerinin gerçeklik payı var mıdır?
Cevap: Birinci Cihan
Harbinde böyle ateşli itimad-ı nefs dersleri fazlası ile verilmiş ve ne
büyük belalara çarpıldığı da görülmüştür. Nefse güvenmek böyle deli gibi
saldırmalara sebep olmuştur. Birinci Cihan Harbinde nefse güvenmek yerine,
Allaha tevekkül hâkim olsa idi, o hareketlerden, makul ve meşru olan ince
noktalardan hiçbiri ihmal edilmezdi. Çünkü, Allaha tevekkül etmek için,
İslamiyete uymak lazımdır. Bu da, bütün ince noktalara ehemmiyet verdirir.
İslamiyet, hem çalışmayı, hem de tevekkülü birlikte
emretmektedir. Tembel oturup da, tevekkül ediyoruz diyenler, bu iki vazifeden
birini yapmayan kimselerdir. Çünkü, İslamiyetin iki emrinden birincisini yapıyor,
ikincisini yapmıyorlar. Bunları kötüleyen reformcular da, birinci vazifeyi
bırakıp, ikincisini istemekle, kötüledikleri kimseler gibi kusurlu oluyorlar.
Bunların hatası, çalışmayanların hatasından daha büyük oluyor. Çünkü biz,
elimizden geldiği kadar çalıştıktan sonra, Allaha tevekkül ederek, işimizin
karşılığını Allahtan beklemek ihtiyacında bulunduğumuz gibi, çalışırken bile
nefsimize o kuvveti veren Allahı unutmayarak asıl tükenmez ve yenilmez kuvvetin
Allahı unutmamakta olduğunu düşünerek, ondan yardım beklemek üzere ikinci bir
tevekküle muhtacız.
(Allah size yardım ederse, kimse size galip gelemez.
Size yardım etmezse, kimse yardım edemez. O hâlde, müminler Allaha tevekkül
etsinler!)
(Sevgili Peygamberim!
Onlara de ki, Allahü teâlâ dilemedikçe, kendime hiçbir fayda ve zarar getirmeye
kadir değilim) meâlindeki âyet-i
kerimeler ve daha nice benzerleri var iken, tevekkülü kaldırarak
itimad-ı nefs diye bir şey aramak, dine yardım ettiklerini söyleyenlere
yakışır mı? Bunlar, biz tevekkülün yanlış anlaşılmasına karşı, bunu istiyoruz
da, diyemezler. Çünkü, itimad-ı nefs, yani kendine güvenmek, tevekkülün
tersi ve tevekkülü bozan bir şeydir. Bundan başka, egoistliğe, kendini
beğenmeye yol açar.