"İyi yetişmiş adam"ın önemi...

06/10/2024 Pazar Köşe yazarı S.K

Bir iki kişinin yetişmesinden ne olur dememeli, millî ve manevi değerlerle mücehhez gençler yetiştirmelidir...

 

İslam medeniyetini cihana yayan Osmanlı devletini yıkmak için, düşmanların öteden beri çalıştıkları ve hazırladıkları korkunç plan, M. Reşit Paşa'dan itibaren İskoç masonlarının hâkimiyeti ile devam etti. Sonraki senelerde, devlet koltuklarını kapışanlar hep mason Reşit Paşa'nın yetiştirmeleridir. Böylece (Kaht-ı ricâl) yani yetişmiş adam kıtlığı ve ehil kimselerin saf dışı edilmesi devri başlamasına ve Osmanlılara "Hasta adam" denilmesine sebep oldu.

 

Padişah iç ve dış düşmanların iş birliği ile şehit edildi. Vatanın ve milletin hayrına olan her işe karşı çıkıldı. Bu vatan hainleri ile en büyük mücadeleyi yapan, Cennetmekân Sultan 2. Abdülhamid Hân oldu. Bunun için, masonlar tarafından "Kızıl Sultan" ilan edildi.

 

Yahudiler, İngilizlerin himâyesi ve teşviki ile Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurmak istiyorlardı. Bu tehlikeyi çok iyi bilen  Sultan 2. Abdülhamid Hân, Filistin toprağından Yahudilere asla satılmamasını emretti. Dünya Siyonizm teşkilâtının reisi Theodor Herzl ve Haham Moşe Levi, Sultan Abdülhamid’e gelerek, Yahudiler için toprak satmasını istediler. Sultanın cevabı, "Dünyanın bütün devletleri ayağıma gelseler ve bütün hazinelerini dökseler, size bir karış yer vermem. Ecdadımın kanlarıyla aldıkları ve bugüne kadar muhafaza edilen bu vatan, para ile satılmaz!" olmuştur.

 

Bunun üzerine Yahudiler, Sultan 2. Abdülhamid’i tahttan indirmek için kurulan İttihat ve Terakki Fırkası ile iş birliği yaptılar. 1909’da tahttan indirdiler. İttihat ve Terakki’nin başında bulunanlar, din düşmanlarını ve masonları devletin en yüksek mevkilerine getirdiler. İttihat ve Terakki’nin sebep olduğu, Balkan, Çanakkale, Rus ve Filistin cephelerinde, Sultan  2. Abdülhamid Hân'ın teşkil ettiği dünyanın birinci kara ordusu yok edildi.

 

İngilizlerin hileleri ile devletin başına geçen İttihat ve Terakki, bir oldubittiye getirerek Osmanlı Devleti’ni Birinci Dünya Harbine soktu. Bu savaşta en az iki milyon Müslüman-Türk evlâdı şehit oldu. Sultan 2. Abdülhamid’den birkaç milyon kilometrekare olarak devraldıkları bir memleketi, on seneden az bir zaman zarfında, birkaç yüz bin kilometrekareye kadar küçülttüler. Talât, Enver ve Cemâl gibi İttihat ve Terakki paşaları, vatanın en çok birliğe muhtaç olduğu bir zamanda, vatanı düşman çizmelerinin altında, milleti sahipsiz bırakıp koca Osmanlı Devleti’ni yıktıktan sonra, 1918’de gece yarısı kaçtılar. Nihayet “zulüm ile âbâd olanın sonu berbâd olur” sözü gereğince Enver Paşa Türkistan’da, Talat Paşa Berlin’de, Cemâl Paşa da Tiflis’te öldürüldüler...

 

Osmanlı devleti parçalanınca, dünya birbirine girdi. Hiçbir memlekette rahat ve huzur kalmadı.

 

Hülasa, bir iki adam deyip geçmemeli. Birkaç kukla, beyni satılmış bir iki adam, kendilerini himaye eden devletlerle el ele vererek koskoca imparatorluğu acımasızca yıktılar. Onun için böyle millî ve manevi değerlerle mücehhez gençler yetiştirmeli, bir iki kişinin yetişmesinden ne olur dememeli.