Günahlarımız için tövbe etmek bir ibadettir…
24/08/2022 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Peygamber Efendimiz
buyurdu ki: "Ey insanlar! Allahü teâlâya tövbe ve istiğfar ediniz. Zîrâ
ben, günde yüz kerre Allahü teâlâya tövbe ediyorum."
Tövbe etmek, bütün
müminlere farzdır. Nûr sûresi 31. âyet-i kerîmede
meâlen buyurulduki: (Ey mü’minler! Hepiniz, Allahü teâlâya tövbe
ediniz! Tövbe etmekle kurtulabilirsiniz.)
Yûnus sûresi 63.
âyet-i kerîmede meâlen; ([Evliyâ] onlardır ki, Allahü
teâlâya îmân edip, O’na muhalefet etmekten sakınırlar.) Felah ve
kurtuluşların hepsi tövbededir. Her farzın belli bir vakti vardır. Namaz, oruç,
abdest, gusül, zekât, hac ve benzeri ibâdetlerin hepsinin vakitleri ve şartları
vardır. O vakit gelmezse, o farz ilgili kimseye farz olmaz. Halbuki, zâhiren ve
bâtınen her verdiğin nefes için tövbe ve istiğfar sana vâcib olur. İnsanların
en büyüğü [en iyisi, kıymetlisi] olan Peygamber Efendimiz “aleyhisselâm”
buyurdu ki:
(Ey insanlar! Allahü
teâlâya tövbe ve istiğfar ediniz. Zîrâ ben, günde yüz kerre Allahü teâlâya
tövbe ediyorum.) Ekseriya insanın her verdiği nefeste bir günah bulunur. Bilhassa
dünyaya rağbet edenler için bu böyledir. Bunlar dünyayı severler. Dünyayı
sevenler, her günahın başındadırlar. Peygamber Efendimiz “aleyhisselâm” buyurdu
ki:
(Dünyaya düşkün olmak,
günahların başıdır.) Gerçekten bil ki, bir gündüz ve gece 24 saattir. İnsan, her saatte
ortalama bin nefes verir. 24 saatte insandan 24.000 nefes çıkar. İnsan bu
nefesleri, dünyada haram olan şeylere rağbet ve dünya sevgisi için verince,
hepsi ma’siyet, günah olur. Her gün onun hesabına 24.000 günah yazılır. O, bunu
bilmez, fark etmez. Hâl böyle olunca bak ki, tövbe ve istiğfar yapmak lâzım mı,
değil mi? İnsan tövbe edince ve tövbenin şartlarını yerine getirince, onun
bütün nefesleri tâat [ibâdet ve sevap] olur. Şimdi bu sermaye, eğer bu zahmete
değerse, tövbenin şartını yerine getirirsin.
İnsan tövbe edince ve
tövbenin şartlarını yerine getirince, onun bütün nefesleri tâat/ibâdet ve sevap
olur. Şimdi bu sermaye, eğer bu zahmete değerse, tövbenin şartını yerine getirirsin.
Tövbenin şartı üç şeydir: Pişmanlık, dil ile özür dilemek (istiğfar)
ve beden ile günahtan kaçınmak... Tövbenin aslı (kökü) bu üç
şeyin hakikatindedir: İhlâs ve doğrulukla bunları yerine getiren kimse cenâb-ı
Hakkın evliyâsından bir velî olur. Sıddîklardan bir sıddîk olur. Çünkü her
şeyin anahtarı tövbedir. Bütün dostlukların başı tövbedir. Nitekim hadîs-i
şerîfte buyuruldu ki:
(Cenâb-ı Hakka, tövbe sahibi gençten daha sevgilisi yoktur.) O genç, kendi nefsî arzusunu kontrol altına alır, cenâb-ı Hakkın rızâsını kendi hevesine tercih eder. İşte onun kavuştuğu en iyi saadet ve en iyi tâlih budur. Hem cenâb-ı Hak indinde ve hem bütün mahlûkat nazarında onun sahip olduğu üstün ve şerefli huy budur. Bütün yaratıklar hepsi onu sever ve ona yakın olmak isterler. Onun dileğini cenâb-ı Hak yaratır, ihsân eder...