Huzurlu bir hayat için muhabbet şarttır...
26/03/2025 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
İnsanların birbirini sevmediği, herkesin birbirine düşman olduğu yerlerde,
huzur ve saâdet aramak beyhudedir.
Ramazân-ı şerîf, muhabbet ayıdır. Allahü teâlâ,
Müslümanların birbirlerini çok sevmesini istemektedir. Bu, imanın temelidir.
Bir Müslümana düşmanlık yapmak, kalbinde ona karşı kin beslemek, son nefeste
imansız olarak ölmeye sebep olur.
İman, dört sevginin kalpte beraber bulunmasıdır.
Bunlar; Allahü teâlâyı sevmek, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmı ve diğer
bütün peygamberleri sevmek, Eshâb-ı kirâmın hepsini ve İslâm âlimlerini sevmek
ve bir de itikadı bozuk olmayan Müslüman din kardeşlerini sevmektir...
Sevginin, muhabbetin olduğu yerde, hayır ve bereket
vardır. İnsanların birbirini sevmediği, herkesin birbirine düşman olduğu
yerlerde, huzur ve saâdet aramak beyhudedir. Birbirine düşmanlık yapan
insanlar, dünyayı kendilerine zindan etmektedirler. Evlerde, iş yerlerinde,
mahalle, köy ve şehirlerde birbirini sevmeyen insanların bulunması, ortamı
Cehennem hayatına döndürmektedir. Huzurlu bir hayat sürmek için, sevgi ve
muhabbet şarttır.
İnsanların birbirini sevmesi için, önce herkes birbiriyle
selamlaşmalı, birbirine hayır dua etmeli, kimse kimseye beddua etmemelidir.
Elinden geldiği kadar, herkese iyilik etmeli ve kimseye kötülük yapmamalı ve
hatta bunu düşünmemelidir bile... İyilikte ve takvada yardımlaşmalı; günah
işlemekte ve düşmanlıkta kimseye asla yardım etmemelidir. Yunus Emre
hazretlerinin ifade ettiği gibi, "Yaratılanı hoş görmeli, Yaradan'dan
ötürü." Böylece dünya hayatını Cennete çevirmelidir.
Dünyada, bütün kötülüklerin ve insanların birbirine
düşmanlık yapmalarının asıl sebebi, servet, şehvet ve şöhret arzularıdır.
Başkasının elinde bulunan mal ve serveti ele geçirmek için her türlü hile ve
hıyanete başvuranlar, kimse tarafından sevilmezler. Şehevî arzularına kavuşmak
için, başkasının ırz ve namusuna göz dikenler de sevilmezler. Meşhur olmak için
her türlü maskaralığa soyunanlar, bu uğurda bütün manevi değerlerini ayak
altına alanlar, hiç kimsenin yanında bir sevgi ve itibar kazanamazlar.
Muhabbetin kaynağı, herkesle iyi geçinmektir. Kimsenin
kusurunu görmemeli ve araştırmamalıdır. Kimse ile münakaşa etmemeli ve kimsenin
aleyhinde konuşmamalı, hiç gıybet yapmamalıdır. Gıybet, zina etmekten daha
büyük günahtır. Nemmâmlık, insanlar arasında söz taşımak, düşmanlığa yol açar.
Dost-düşman herkese tatlı dil ile söylemeli ve güler yüz göstermelidir.
Dostlara doğru söylemeli, düşmanları idare etmelidir. Her işte muvaffak olmanın
sırrı; güler yüz, tatlı dil ve muhatabının anlayacağı şekilde konuşmaktır...
Haklı da olsan gönül incitmek,
Kâbe'yi yetmiş kere yıkmaktan daha büyük günahtır. Hepimizin bu
anlayış içinde bir ramazan geçirmesini, Cenâb-ı haktan niyâz ederim.
