Dünyada, dert, bela olmasaydı
28/03/2021 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Allahü teâlânın dostları, dünyada da, ahirette de lezzetli ve sevinçlidir.
Sual: Allahü teâlâ, her şeye kadirdir. İman edenlere, hem dünyada, hem de
ahirette nimetler, lezzetler verseydi ve dünyada verdiği lezzetler, ahirette,
bunların elem çekmesine sebep olmasaydı, daha iyi olmaz mı idi?
Cevap: Bu konuda Mektûbât kitabında buyuruluyor ki:
“İnsanlar, dünyada, birkaç gün dert, bela çekmeselerdi, Cennetin
lezzetlerinin kıymetini anlamazlardı ve ebedî nimetlerin kıymetini
bilmezlerdi. Açlık çekmeyen, yemeğin lezzetini anlamaz. Acı çekmeyen,
rahatlığın kıymetini bilmez. Dünyada bunlara elem vermek, sanki
daimî lezzetleri arttırmak içindir. Bu elemler, bir nimet olup, cahil
halkı denemek için, büyüklere verilen nimetler, elem olarak gösterilmektedir.
Yabancılara elem şeklinde gösterilen, dostlar için nimettir.
Belalar, sıkıntılar, cahil için sıkıntı ise de, bu büyüklere,
sevdiklerinden gelen her şey, tatlı olmaktadır. Nimetlerden lezzet aldıkları
gibi, belalardan da lezzet duyarlar. Hatta, bela sadece sevgilinin arzusu olup,
kendi istekleri karışmadığı için, daha tatlı gelir. Nimetlerde bu lezzet
bulunamaz. Dünyada dert ve bela olmasaydı, bunların gözünde, dünyanın hiç
değeri olmazdı.
O hâlde, Allahü teâlânın dostları, dünyada da, ahirette de lezzetli ve
sevinçlidir. Dertlerden aldıkları lezzetler, ahiret lezzetlerinin azalmasına
sebep olmaz. Ahiret lezzetlerini gideren, cahillerin aradıkları lezzetlerdir.
Bu dünya, imtihan yeridir. Burada hak, batıl ile; haklı, haksız ile
karışıktır. Burada, dostlarına sıkıntılar, belalar vermeseydi, yalnız
düşmanlarına verseydi, dost, düşmandan ayrılır, belli olurdu. İmtihanın faydası
kalmazdı. Hâlbuki, gayba iman etmek lazımdır. Dünyanın ve ahiretin bütün
saadetleri, görmeden inanmaya bağlıdır.
Allahü teâlâ, dostlarını mihnet ve bela içinde göstererek, düşmanlarının
gözünden sakladı. Dünya, imtihan yeri oldu. Dostları, görünüşte belada,
hakikatte ise, zevk ve lezzettedir.
Allahü teâlâ her şeye kadirdir. Dostlarına hem dünyada, hem de ahirette rahatlık verebilir. Fakat, âdeti böyle değildir. Kudretini, hikmeti ve âdeti altına gizlemeyi sever. İşlerini, yaratmasını, sebepler altında gizlemiştir. O hâlde, dünya ahiretin aksi olduğundan, dostların, ahiret nimetlerine kavuşmak için, dünyada sıkıntı çekmeleri lazımdır.”