“Müslümanların hangisi daha hayırlıdır?”
28/03/2025 Cuma Köşe yazarı V.T
Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: “Müslüman, insanların elinden ve
dilinden emîn oldukları kimsedir.”
İbn-i Mende hazretleri hadîs âlimidir. 383 (m. 993)
senesinde İran’da İsfehân'da doğdu. 470 (m. 1077)’de vefât etti. Hadîs ilminde
Hâfız derecesinde olup, ayrıca târih ilminde de âlimdi. İlim öğrenmek için çok
yer gezdi. Hicaz’a Bağdad’a, Hemedan’a, Horasan’a gitti. Zamanının meşhûr
âlimlerinden, bilhassa babasından ve İbrâhim bin Harşebe’den, ilim
öğrendi. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
“Şunlar, münafığın sıfatlarındandır: Lanet, onun
selâmıdır. Haram kazanç, onun yiyeceğidir. Hıyânet, gündüz insanların arasında
bulunup (onlar gibi hareket etmek) ve geceleyin de üstünkörü
yapıvermek de, onun ganîmetlerindendir.”
“Her iyilik, sadakadır.”
“Kul hakkından başka şehîdin bütün günahları affolur.”
“Müslüman, insanların elinden ve dilinden emîn
oldukları kimsedir.”
“Şüphesiz Cennetlikler, kendilerinden üstün olan köşk
sâhiplerini sizin doğu ve batı ufkunda kavuşmakta olan parlak yıldızı
gördüğünüz gibi görürler. Çünkü, aralarında fark vardır.” Eshâb-ı
kiram "Ya Resûlallah! Bunlar peygamberlerin yerleridir. Başkaları onlara
ulaşamaz” dediler. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu
ki: “Bilakis! Nesfsim yed-i kudretinde bulunan Allahü teâlâya yemîn ederim
ki, onlar, Allah’a imân ve Peygamberleri tasdîk eden bazı kimselerdir.”
“Bir sadaka verip de sonra sadakasından dönen kimsenin
misâli, kusup da sonra kusmuğunu yiyen köpek gibidir.”
Bir kimse Peygamber efendimize suâl edip,
“Müslümanların hangisi daha hayırlıdır?” dedi. Resûlullah, “Elinden ve
dilinden Müslümanların emîn olduğu kimsedir” buyurdu. “Biriniz bir yere indiği
zaman, (Eûzü bi-kelimâtillahittâmmâti min şerri ma haleka) desin. Çünkü, oradan
gidinceye kadar hiçbir şey ona zarar ve kötülük yapmaz” buyurdu.
“Kul günah veya kat-ı rahm (sıla-yı rahmi
terk) dâvasında bulunmadıkça ve acele etmedikçe duâsı kabûl
edilir.” Eshâb-ı kiram, “Ya Resûlallah! Acele etmek nedir?” diye
sorunca “Duâ ettim de, kabûl edildiğini görmedim der ve o anda vazgeçerek
duâyı bırakır” buyurdular.
“Allahü teâlâ, rahmeti yüz parça
olarak yarattı. Doksandokuzunu kendi nezdinde tuttu. Bir parçasını yeryüzüne
indirdi. İşte mahlûkât bu bir parçadan dolayı birbirlerine acırlar. Hatta
hayvan, üzerine basarım endişesiyle, tırnağını yavrusundan kaldırır.”
