“Seni evlâtlığa kabul ettik”
28/10/2024 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Seyyid Emîr Külâl hazretlerinin zamânında genç bir âlim; bir yerde sohbet ediyor,
cemaat de kendisini dinliyordu.
Bir ara onlara;
“Bu zamanda kerâmet ehli velîler kalmadı. Olsaydı,
huzûrunda diz çöküp istifâde ederdik” dedi.
Cemaatte biri vardı.
Müsaade istedi ve;
“Bugün öyle büyük bir velî var ki, onun feyiz ve
bereketleri bütün cihânı sarmıştır” dedi.
O âlim merakla sordu:
“Nerede bu zât, söyle de gidip ayağına yüz sürelim.”
O kimse de;
“O, benim üstâdım Seyyid Emîr Külâl hazretleridir. Onu
görmeyi istiyorsanız O da sizi görmek ister” dedi.
Âlim sordu:
“Onu görmek için ne yapalım?”
“Onu düşünün kâfi.”
Âlim gözlerini kapattı.
Ve düşündü bu zâtı.
Gözlerini açınca, bütün cemaat ayağa kalktılar
birden...
Zîra büyük velî girmişti içeri.
O âlim onu bir gördü.
Hemence âşık oldu.
Seyyid Emîr Külâl, o âlime; “Kardeşim! Sizin
içinizdeki bu muhabbet, bu arzu, bizi çekip buraya getirdi” buyurdu.
Genç âlim;
“Efendim, talebeniz olmayı cân-ü gönülden istiyorum,
lütfen kabul buyurunuz” dedi.
Büyük velî;
“Seni evlâtlığa kabul ettik” buyurdu.
Ardından bir “nazar” etti,
tasavvuf'ta ne kadar makam varsa hepsini bir anda geçirtip bitirdi işini...