Halk iyi ise iyi, kötü ise, kötü idareci gelir
07/04/2019 Pazar Köşe yazarı A.D
Ortada bir suç varsa toplumda aramalı. Toplum kötü ise,
kötü idareciyi değiştirmekle iş bitmez. Gelen gideni arattırabilir!..
İdareciliğin mektebi yoktur derler. Bu sözün doğru tarafı
vardır. İdareci, idarecilik kabiliyeti olan insanın, hadiselerle pişip
yoğrulması ile yetişir. İyi idareci olmak için diploma tek başına kâfi gelmez.
Bunun yanı sıra sabır, müsamaha, zekâ, basiret, akıl, olayları kritik etme,
hitabet kabiliyeti, heyecana kapılmamak, ikna kudreti, vakar, ciddiyet,
affedebilme, derinlemesine düşünme, insanları tanıma, güler yüz ve tatlı dil
gibi hasletlerin de bulunması lazımdır. İdareci bunlardan ne kadar çoğuna
malikse iyi idarecilik vasfı da o nispette artar...
Türkler, tarihin en eski milletlerinden biridir. Üstün
devlet kurma bilgileri vardır. Öteden beri bizim aile, şehir ve devlet
hayatımız mevcuttur. Bu da iyi idareci yetiştiren cemiyet olduğumuzu ortaya
koymaktadır. Cemiyet yaşayışımızda çocuk, hayatı tanımaya başladığı an ilk önce
bir “reis” ve “reis” mefhumu ile karşılaşır. Baba, ailenin reisidir. Okuldaki
reisi öğretmen ve müdürdür. Mahalle reissiz değildir; oradaki reis muhtardır.
Camide imam sadece namaz kıldıran insan değil, aynı zamanda bir reis ve bir
rehberdir. Selçuklular ve Osmanlılar zamanında devlet reisi yani devletin en yüksek
idarecisi aziz bilinir, ismi öyle ulu orta söylenmez, saygısızlık
gösterilmezdi. Günümüzde de bu emsalsiz örfümüz devam ettirilmiş ve devlet
başkanları tartışma, sataşma ve polemiklerin üstünde ve uzağında tutulmuştur;
tutulmalıdır da...
Devlet adamı her hâl ve hareketi ile bir bütündür.
Gazetecilerle konuşmasına, giyim kuşamına kadar her an dikkatli, ölçülü ve ağır
başlı olmalıdır. Milleti idare edenler millete mal olmuştur. Hiçbir
davranışları gözden kaçmaz.
İdareci, hedefteki insandır. Güzel davranışları örnek
alındığı gibi, hataları da şiddetle reaksiyon görür.
İdareci olmanın mesuliyeti çoktur. Maiyetindekilere adaleti
gözetmeyen âmir, onlara zulmetmiş olur. Zulmün günahı ise büyüktür. Hadis-i
şerifte mealen buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın en sevmediği kimse, zalim idarecidir.) [Tirmizi]
Ancak şunu unutmamalı ki; insanlar iyi ise, iyi idareciler
gelir, kötü ise kötü idareciler gelir. Ortada bir suç varsa toplumda aramalı.
Toplum kötü ise, kötü idareciyi değiştirmekle iş bitmez. Amirimiz, idarecimiz kötü
diye yakınmak da doğru değildir. Önce kendimize bakmamız, kendi kusurlarımızı
düzeltmemiz gerekir. Tövbe edip kendimizi düzeltirsek, yöneticilerimiz,
amirlerimiz de düzelir. Nitekim hadis-i şerifte mealen buyuruldu ki:
(Siz nasılsanız, başınıza öyle âmirler geçer.) [Deylemî]
O hâlde, ilk önce kendimizi ıslah etmeliyiz!
Yönetilenler düzgün olursa, yönetenler de düzgün olur...