Başkasının ayıbını ifşa etmemelidir…
28/12/2022 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Hasan Bedreddîn Efendi İstanbul velilerinden olup Halvetiyye
yolunun büyüklerindendir. 1512 (H.970) senesinde Harput şehrinin Perçih köyünde
doğdu. Hasan Efendi tahsilini ilim ve veliler yurdu olan Harput'ta yaptı. Din
ve fen ilimlerinde yüksek derecelere ulaştı. 1591 senesinde Bursa'ya hicret
etti. Orada evliyanın büyüklerinden Halveti Şeyhi Yâkup Fânî hazretlerine
talebe oldu. İstanbul'a gelip Eyüp semtindeki Baba Haydar Nakşibendî Dergâhına
yerleşti. Burada dört sene kadar ibadet ve taatle, Allahü teâlânın beğendiği
işlerle meşgul oldu. Sonra Tophane semtinde Cihangir Camii’nde ders ve vaaz
vermeye başladı. Pek çok kimse onun nasihatlerinden istifade edip talebesi
oldu. 1663 (H.1074) senesinde İstanbul Cihangir'de vefat etti.
Sohbetlerinde buyurdu ki: Mümin olan kimse başkalarının ayıbını
setredip, gizlemeli, onları ifşa etmemelidir. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Kim
bir müminin ayıbını örterse, Allahü teâlâ da kıyamet gününde onun ayıbını
örter." Kabahatleri ve noksanlıkları görmezlikten
gelmek, daima iyi şeyleri görmek, güzel ahlaktır.
Haberde şöyle gelmiştir: Kıyamet gününde, birisinin Cehenneme atılması
emrolunur. Cehenneme götürülürken, o şahıs Cehennem ateşinden kurtulma ümidi
ile üç defa geriye dönüp bakar. Allahü teâlâ o kulunu geri çevirir. Ona;
"Üç defa geriye dönüp niçin baktın?" buyurur. O da şöyle cevap verir:
"Yolun üçte birine geldiğimde; "...Gerçekten Rabbin cezayı çok
çabuk verendir. Yine şüphe yok ki, o çok bağışlayandır ve çok
merhametlidir." (A'râf sûresi: 167) mealindeki âyet-i
kerîmeyi hatırladım. Yolun yarısına gelince; "Ve bir günah işledikleri veya nefslerine
zulmettikleri zaman, Allahü teâlâyı anarak hemen günahlarının bağışlanmasını
isteyenleri (ki günahları Allahü teâlâdan başka kim
bağışlayabilir?), hem de yaptıkları günaha bile bile ısrar
etmemiş olanlar (var ya)." (Âl-i İmrân
sûresi: 135) meâlindeki âyet-i kerîmeyi hatırladım. Ümidim daha da kuvvetlendi.
Yolun üçte ikisine gelince; "(Ey Resûlüm,
tarafımdan kavmine) de ki: Ey (günah
işlemekle) nefslerine karşı haddi aşmış kullarım! Allahü teâlânın
rahmetinden (sizi bağışlamasından) ümidi
kesmeyiniz. Çünkü Allahü teâlâ (şirk ve küfürden başka
dilediği kimselerden) bütün günahları mağfiret
buyurur." (Zümer sûresi: 53) mealindeki âyet-i
kerîmeyi hatırladım." Allahü teâlâ mağfiret ve rahmeti ile o kulu Cehennem
azabından kurtardı.