Bayramlar, müminlerin kaynaşmasına vesiledir
29/03/2025 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Ana babayı, akrabayı, dostları ziyaret etmeli, bayramlarını tebrik etmelidir.
Yakınlarımızın kabirlerini de ziyaret edilerek onlar da sevindirilmelidir.
Atalarımız "Sayılı günler çabuk geçer"
demişlerdir... Çok şükür, oruçlarımızı tuttuk, yarın
da bayramın birinci gününü idrak edeceğiz inşallah...
Dinimizde bayramların önemi büyüktür. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Ramazan ve Kurban Bayramının gecelerini ihya eden
kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez.) [İbni
Mace, Taberani]
(Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan
dua, tevbe reddolmaz. Ramazan Bayramının ve Kurban Bayramının birinci geceleri,
Berat gecesi ve Arefe gecesi.) [İsfehanî]
(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib
gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı gecesi.) [İbni
Asakir]
Bayramlar; Müslümanların kaynaşması, dostlukların
tazelenmesi, kırgınlıkların giderilmesi, birlik ve beraberliğin güçlendirilmesi
için çok güzel bir vesiledir. Bunun için, bayramlarda, ana babayı, akrabayı,
dostları ziyaret etmeli, bayramlarını tebrik etmelidir.
Vefat eden yakınlarımızın kabirleri de ziyaret
edilerek onlar da sevindirilmelidir. Bilhassa ana-babanın rızasını,
duâsını almayı ihmal etmemelidir. Vefat etmişlerse, duadan mahrum
bırakılmamalı; onların dostları, ahbabları ziyaret edilerek ahde vefa
göstermelidir...
Çocuklar sevindirilmelidir. Yetim, kimsesiz çocuklar
aranıp bulunmalı, bayram sevincinden mahrum bırakılmamalıdır...
Dargın olanların, aslında bayramı beklemeyip, hemen
barışması gerekir. Dargınlık olsa bile üç günden fazla sürmemeli. Şayet
bayrama kadar süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalı.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Birbirinizle münasebeti kesmeyin! Birbirinize arka
çevirmeyin! Birbirinize kin ve düşmanlık beslemeyin! Birbirinizi kıskanmayın!
Ey Allah’ın kulları kardeş olun! Bir Müslümanın diğer kardeşine darılarak üç
günden çok uzaklaşması helâl değildir.) [Buhari]
***
Eshâb-ı kirâmdan bir zât diyor ki:
Resûlullah Efendimiz bayram günü hutbeye çıkıyordu. Minber üç basamaktı.
Birinci basamağa çıktı. Bir şeyler söyledi. Yanındaydım, kulak verdim, işittim.
Buyurdu ki:
(Yâ Rabbî! Sen bir kuluna anasını, babasını ihsân ettiğin hâlde, anasını,
babasını gördüğü hâlde; onların hizmetinde kusur edeni, onların kalblerini
inciteni, onların rızâsını, duâsını almayanı Cehenneme sok yâ Rabbî!)
Bunları nakleden Sahâbî, "Âmîn yâ Resûlallah" dedim, diyor...
O hâlde birbirimizi seveceğiz, ama anamızın, babamızın da kıymetini
bileceğiz. Onların duâlarını alacağız, rızâlarını alacağız. Vefat
etmişlerse, duadan mahrum bırakmayacağız...
Bayramınız şimdiden mübarek olsun efendim...
