"Hiçbir kimse, istişâreyle helak olmamıştır!.."
29/03/2025 Cumartesi Köşe yazarı V.T
“İstişâre ile gelen hatâ, istibdâdla (zorla kabûllendirme ile) gelen
doğrudan daha iyidir”
Debbâg Abdurrahmân hazretleri Mâlikî mezhebi
âlimlerindendir. 605 (m. 1208) senesinde Tunus’un Kayravan şehrinde doğdu.
Başta Kâdı Ebû Zekeriyyâ Yahyâ el-Berkî olmak üzere, birçok âlimden ilim
tahsil etti. Hadîs, fıkıh, tasavvuf ve târih ilimlerinde büyük bir âlim olarak
yetişti. Tasavvuf ilmini, Sûfî Ebû Muhammed Abdüsselâm bin Abdülgâlib
el-Murtâtî el-Kayravânî’den öğrendi. 699 (m. 1300) senesinde Kayravan’da
vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
İstişare, bizzat rüşd ve hidâyet yolu, kapalı kalan
görüşün açıklanması ve ortaya çıkmayan doğrunun anahtarıdır. Dînimiz bizi buna
teşvik etmiş ve halkı istişâreye davet etmiştir. Allahü teâlâ, Hazreti
Peygambere hitaben Kur’ân-ı kerîmde meâlen; “Uhud savaşında sen, Allahtan
gelen bir merhamet sayesindedir ki, onlara (Eshâba) yumuşak davrandın.
Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, muhakkak onlar etrâfından dağılıp
gitmişlerdi. Artık onları bağışla ve kendilerine Allahtan mağfiret dile. İş
husûsunda onlarla istişâre et. İstişâreden sonra da bir şeyi yapmaya karar
verdin mi, artık Allaha güven. Gerçekten Allah tevekkül edenleri
sever” buyurmaktadır. (Âl-i İmrân-159)
Hasen-i Basrî hazretleri bu husûsta şöyle diyor:
“Cenâb-ı Hak Peygamberine istişâreyi emretmiştir ki; doğru görüşe kavuşsun
ve onunla amel etsin diye.”
Ed-Dahhâk ise; "İstişâreyi Hazreti Peygambere,
onda faziletin bulunduğunu, faydasının kendisine döneceğini bildiği için
emretmişti” diyor. Dahhâk şöyle devam ediyor: “Keskin ve isâbetli fikirlerden,
saf ve berrak düşünceden, mümkün olan bir şey kaçamaz. Caiz olan gizlenemez. Hatalı
da olsa görüşünü zorla kabûl ettiren kimse, doğrudan uzak, hatâya daha,
yakındır. Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); (Allaha imândan
sonra aklın başı, insanlara dostluk etmektir ve kat’î görüşten vazgeçmektir.
Hiçbir kimse, istişâreyle helak olmamıştır. Cenâb-ı Hak kulunu helak etmek
isteyince, önce onun görüşünü helak eder” buyurdular.
Peygamber Efendimiz başka bir hadîs-i
şerîflerinde; “Akıllarınızı mütâlâa ile durulayın, işlerinizin halli için
istişâreye başvurun” buyurmuşlardır. Bazı âlimler de; “İstişâre ile gelen
hatâ, istibdâdla (zorla kabûllendirme ile) gelen doğrudan daha iyidir”
buyurdular.
Yine hikmetli konuşan âlimler dediler
ki: “Senin reyinin yarısı Müslüman kardeşinindir. Reyini tamamlamak için
kardeşinle istişârede bulun.”
