"Onu görmeyi çok mu istiyorsun?"
05/09/2024 Perşembe Köşe yazarı A.U
Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin talebelerinden Emîr Burhâneddîn
şöyle anlatıyor:
Bir gün Hocamız bizi teşrîf etti.
Mevlânâ Ârif diye bir arkadaşımdan bahsettim
kendilerine. Çoktandır görmediğimi arz ettim.
Böyle deyince;
“Onu görmeyi çok mu istiyorsun?” diye
sordu.
Cevâben;
“Evet efendim, çok istiyorum” dedim.
Ancak o, uzak bir diyârda yaşıyordu.
Bahçeye çıktı ve;
“Ey Mevlânâ Ârif, acele Buhâra'ya gel!” diye
seslendi.
Ve yanıma gelip;
“Sesimi işitti, inşallah yarın gelir” buyurdu.
Ertesi gün oldu...
Sabah geldi hakîkaten.
Sordum ki:
“Nasıl böyle çabuk gelebildin?”
Cevâben dedi ki:
“Dün bu saatlerde evimdeydim ki, bir ara Hocamızın
sesini duydum. Beni ismimle çağırarak (Buhâra'ya gel!) diyordu.
Ben de bu sabah yola çıktım. Bir anda burada buldum kendimi.”
● ● ●
Bu zâta, sevdiği bir genç;
“Ey efendim! İhlâsımın artmasını istiyorum,
acabâ ne yapmalıyım?” diye sordu.
Büyük velî;
“Evliyâ zatların hayat
hikâyelerini oku. Onların kalpleri çok nurludur. Hayat hikâyeleri okunursa,
sevgileri kalbe dolar. Onları sevince de kalp nurlanır, temizlenir, parlar ve
ihlâs hâsıl olur” buyurdu.