İnsanlığın ikinci atası
28/08/2024 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü
Sual: Nuh aleyhisselama insanlığın ikinci atası denmesinin sebebi, hikmeti nedir?
Cevap: Bu konu hakkında
kitaplarda, özetle şu bilgiler verilmektedir:
“İdris aleyhisselam göğe çıkarıldıktan sonra, insanlar
doğru yoldan ayrıldı, putlara, heykellere tapmaya başladılar. Cenab-ı Hak,
bunlara Nuh aleyhisselamı gönderdi. Nice yıl, onları dine davet etti.
Yalnız oğulları Sâm, Hâm, Yâfes ile az kimse iman etti. Kendi oğlu Yâm yani
Kenan bile iman etmedi. Alay ve işkence ettiler. Nuh aleyhisselam onlara beddua
etti. Beşyüz yaşından sonra, gemi yapması emrolundu. Gemi bitince, tufân oldu.
Müminler ile gemiye bindi. Gemiye binenlerin seksen kişi olduğu ve geminin üç
kat olduğu Arâis-ül-mecâlis kitabında yazılıdır. Bu kitap Mısır'da basılmıştır.
Her hayvandan da birer çift aldı. Oğlu Kenan'ı da gemiye çağırdı. 'Ben, dağa
çıkar kurtulurum' dedi. Bir dalga geldi, oğlunu alıp boğdu. Sular dağları
aştı. İnsanlar ve hayvanlar telef oldu. Altı ay sonra, yağmurlar durdu, sular
çekildi. Gemi, Cûdî Dağı'na oturdu. İnsanlar, üç oğlundan üredi. Nuh
aleyhisselama 'İkinci Âdem' denildi. Sâm'dan Arap, Fars ve Rum, Hâm'dan
Hindistân, Habeş ve Afrika halkı, Yâfes'ten de Asyalılar ve Türkler meydana
geldi. Bering Boğazı'ndan Amerika'ya da geçip yerleşenler oldu. Nuh
aleyhisselam, bin yaşında vefat etti.”
Sual: Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmak
için neler yapmalıdır?
Cevap: Dünya ve ahıret saadetlerinin başı, en iyisi,
Allahü teâlânın rızasına, sevmesine kavuşmaktır. Allahü teâlâya yakın olmak,
Onun sevmesine kavuşmak demektir. Bu saadete kavuşana Velî, Evliyâ veya Ârif
denir. Velî olmak için, farzları yapmak lazımdır. Farzlar, sırası ile, Ehl-i
sünnet âlimlerinin bildirdikleri gibi iman etmek, haramlardan sakınmak,
farz olan ibadetleri yapmak ve salih olan müminleri sevmektir. İhlas ile
yapılmayan ibadetin faydası olmaz. İhlas, her şeyi yalnız Allah rızası için
yapmaktır. İhlas, Allahü teâlâdan başka hiçbir şeyi sevmemekle, yalnız Onu
sevmekle, kendiliğinden hasıl olur. Kalbin yalnız Onu sevmesine, kalbin
tasfiyesi, kalbin itminânı veya fenâ fillah denir.
Kalbin itminâna kavuşması, ancak Onu çok hatırlamakla, büyüklüğünü, nimetlerini
düşünmekle olacağını, Ra'd suresinin 28. âyeti bildirmektedir.