Yedi kat göklerin ve yerin taşıyamadıkları emanet!..
30/10/2019 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Hazreti Ali namaz için kalktığı zaman, vücudunu bir titreme alır, yüzünün
rengi değişirdi!..
Hasen bin İbrâhim Fârikî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh
âlimlerindendir. 433 (m. 1041) senesinde Diyâr-ı Bekr civarında bulunan ve
bugün Silvan diye bilinen Meyyâfârikîn şehrinde doğdu. Buraya nisbetle
"Fârikî" denilmiştir. Bağdad’a gidip meşhur âlimlerden fıkıh ilmi
okudu. Vâsıt şehrinde talebe yetiştirdi. 528 (m. 1133) senesinde orada vefât
etti.
Bu mübarek zat, bir dersinde şunları anlattı:
Namazda huşu ve hudu: Bütün âzâların hareketsiz kalıp tevâzu
hâlinde bulunması ve kalbin de Allahü teâlâdan korku üzere olması demektir.
Peygamberimiz (sallallaü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Kalbin hazır
olmadığı namaza Allahü teâlâ bakmaz.”
Hazreti Ali (radıyallahü anh) namaz için kalktığı zaman, vücudunu bir
titreme alır, yüzünün rengi değişirdi ve “Yedi kat göklere ve yere arz edilen
ve onların taşıyamadıkları emanetin zamanı geldi” derdi.
Süfyân-ı Sevrî de, “Namazı huşû ile kılmayanın, namazı doğru olmaz”
derdi. Bunun için namazda tumâninete ve ta’dil-i erkana dikkat etmelidir.
Peygamber efendimiz “En büyük hırsız, kendi namazından çalan kimsedir”
buyurdu. "Ya Resûlallah! Bir kimse, kendi namazından nasıl çalar?” diye
sordular. “Namazın rüku’unu ve secdelerini tam yapmamakla” buyurdu.
Bir defa da buyurdu ki: “Rükû’da ve secdelerde, belini yerine yerleştirip biraz
durmayan kimsenin namazını, Allahü teâlâ kabul etmez.”
Peygamberimiz bir kimseyi namaz kılarken, rükû’unu ve secdelerini tam
yapmadığını görüp, “Sen namazlarını böyle kıldığın için,
Muhammed’in dîninden başka bir dinde olarak ölmekten korkmuyor
musun?” buyurdu. Yine buyurdu ki: “Sizlerden biriniz, namaz kılarken,
rükû’dan sonra tam kalkıp, dik durmadıkça ve ayakta, her uzuv yerine yerleşip
durmadıkça namazı tamam olmaz.” Bir kere de buyurdu ki: “İki secde
arasında dik oturmadıkça, namazınız tamam olmaz.”
Bir gün Peygamberimiz birini namaz kılarken, rükû’dan kalkınca dikilip
durmadığını ve iki secde arasında oturmadığını görüp, buyurdu ki: “Eğer
namazlarını böyle kılarak ölürsen, kıyâmet günü sana, benim ümmetimden
demezler.”
Bir kere de buyurdu ki: “Altmış sene, bütün namazlarını kılıp da, hiçbir
namazı kabul olmayan kimse, rükû ve secdelerini tamam yapmayan
kimsedir.”
Zeyd İbni Vehb, birini namaz kılarken rükû ve secdelerini tam yapmadığını gördü. Yanına çağırıp, “Ne kadar zamandır böyle namaz kılıyorsun?” dedi. “Kırk sene” deyince, “Sen kırk senedir namaz kılmamışsın. Ölürsen, Muhammed Resûlullahın dini (yani İslâmiyet) üzere ölmezsin” dedi.