Salih kullar, riyadan şiddetle kaçınırlar...
03/04/2024 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Allahü teâlânın sevdiği kulları olan velîler, Allahü teâlâyı hiç
hatırlarından çıkarmazlar.
Osman Harrât hazretleri meşhur velîlerdendir. Tasavvufta Şeyh Kâdı Vecihüddîn hazretlerinin sohbetlerinde kemâle erdi. 1115 (H.509) senesinde Haleb'de vefât etti. Kabri Haleb'deki zâviyesindedir. Sohbetlerinde buyurdu ki:
Allahü teâlânın sevdiği kulları olan velîler, yalnız
iken de, herkesin yanında iken de, dînin emirlerinden kıl ucu kadar dahi
ayrılmazlar. Allahü teâlâyı hiç hatırlarından çıkarmazlar. Her işlerinde,
Allahü teâlânın rızâsını tahsil etmek için uğraşırlar. Gece namazlarına devam
ederler. Bütün amellerinde riyadan şiddetle kaçınırlar. Geçmiş günahları için
ağlarlar. Allahü teâlâya affı için yalvarırlar.”
Eshâb-ı kirâmdan Ebû Hüreyre (radıyallahü anh), yolda
arkadaşlarına rastladı. Nereye gittiklerini sorunca, “Pazardan evin
ihtiyâçlarını almaya gidiyoruz” diye cevap verdiler. Bunları dinleyen Hazreti
Ebû Hüreyre, “Eğer mümkün olsa da, bana da ölüm alsanız. Allahü teâlâya kavuşma
arzum pek ziyâdeleşti. Çok susadığımda, su içmeye olan ihtiyâcımdan çok, ölüme
hasretim, ölüp, Allahü teâlâya kavuşmak bana çok tatlı gelmektedir” buyurdu ve
ağlamaya başladı. Hem ağlıyor, hem de, “Ey benim Allahım! Sen beni gördüğün
hâlde, ben seni göremiyorum...” diyordu. Öyle çok ağladı ki biraz sonra düştü,
bayıldı.
Eshâb-ı kirâmdan Ubeyy bin Ka’b (radıyallahü anh)
diyor ki:
Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem)
yanında oturuyordum. Bir köylü geldi. Kardeşinin ağır hasta olduğunu söyledi.
Peygamber efendimiz “Hastalığı nedir?” buyurdu. O köylü “Cin çarpması”
dedi. Resûlullah efendimiz “Kardeşini buraya getir” buyurdu. Kardeşi gelip
oturdu. Resûlullah efendimiz, hastaya âyet-i kerimeler okudu. Hasta
hemen iyi olup, kalktı.” [Hastaya okunan âyetler şunlardır: 1. Fâtiha sûresi,
2. Bekâra sûresi başından dört âyet, ayrıca 163. ve 164. âyetleri, Âyet-el-kürsî,
yine bu sûrenin son üç âyeti (284, 285, 286), 3. Âl-i İmrân sûresinin 18.
âyeti, 4. A’râf sûresinin 54. âyeti. 5. Mü’minûn sûresinin 116. âyeti, 6. Cin
sûresinin 3. âyeti, 7. Saffât sûresinin başından on âyet. 8. Haşr sûresinin
sonundaki üç âyet, 9. İhlâs sûresi, 10. Felâk sûresi, 11. Nâs suresi.]
Allahü teâlâ her şeyi bir sebep ile
yaratıyor. Bir iş yapmak, bir şey elde etmek için, bu işin sebeplerine yapışmak
lâzımdır.