"Ben de seni bekliyordum!"
01/02/2022 Salı Köşe yazarı A.U
Ahmed Raûfî Efendi, 1600’lü yıllarda
İstanbul’da yaşadı.
Üsküdar'da vefat etti.
Kabr-i şerîfi Koca
Sinan Paşa Câmii bahçesindedir.
Ahmed adında bir genç
vardı.
Bu zâtı ziyârete gitti
bir gün.
İlk defâ görecekti
kendisini.
Mübârek zât çok
yaşlıydı.
Gence ismiyle hitap
edip;
“Hoş geldin Ahmed. Ben
de seni bekliyordum” dedi.
Sonra yerinden kalktı.
Ve onu sevgiyle
kucakladı.
Müsâfaha ederken,
gencin elini öyle kuvvetli sıktı ki, kemikleri birbirine geçti delikanlının.
Neredeyse bağıracaktı.
Çok da şaşırmıştı!
Mübârek zât sordu
hemen:
“Hayret ettin değil
mi?”
“Evet efendim, çok
şaşırdım!”
“Bu kuvvet,
gençliğimdeki kuvvettir evlâdım. Hiç değişmedi.”
Merakla sordu genç:
“Bunu neye borçlusunuz
hocam?”
“Helâl lokma yemeye” buyurdu.
Sonra sohbet ettiler.
Delikanlı zevkle
dinliyordu.
Sonunda gence dönüp;
“Sözün özü şudur ki
evlâdım, âhirette Cehennemden kurtulabilmek için İslâmiyete yapışmaktan başka
çâre
yoktur. Asıl iş, İslâmiyeti öğrenmek ve ona göre yaşamaktır” buyurdu.