Dünyaya düşkün olmak öldürücü bir zehirdir!..
07/01/2022 Cuma Köşe yazarı V.T
"Allahü teâlâ,
bizi ve sizi, dünyaya düşkün olmaktan kurtarsın! Dünyaya düşkün olanları
sevmekten korusun!"
Abdülkâdir Feyyûmî
hazretleri Şafiî fıkıh âlimidir. Yukarı Mısır'daki Feyyûm şehrinden olup hayatı
hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. Kahire’de Şemseddin Remlî'den Şâfıî fıkhı
okudu. Daha sonra tasavvuf yoluna girerek zamanın büyük velilerinden oldu. 1022
(m. 1613)’de Kahire'de vefat etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:
Allahü teâlâya karşı
aşağı, küçüklük düşüncesi içinde olmamız, her şeyi ondan beklememiz, kalbi
kırık, hep yalvarıcı ve ona sığınıcı olmamız, kulluk vazîfelerini yapmamız,
İslâmiyetin dışına taşmamamız ve sünnet-i seniyyeye sıkı sarılmamız lâzımdır.
Hayırlı işler yaparken niyetlerimizi düzeltmeliyiz. Kalblerimizi, dünyaya
düşkün olmaktan kurtarmalıyız. Her uzvumuz İslâmiyete teslim olmalıdır.
Ayıplarımızı görüp, günahlarımızın çokluğunu düşünüp, Allahü teâlânın intikâm
almasından korkmalıyız. İyiliklerimizi az görmeli, günahlarımız az olsa da, çok
bilmeliyiz. Şöhret sahibi olmaktan, insanlar arasında iyi tanınmaktan çok
korkmalı, titremeliyiz. Peygamber efendimiz;
(Din veya dünya
işlerinde iyi tanınarak parmakla gösterilmek, bir kimseye zarar olarak yetişir.
Bu zarardan ancak Allahü teâlânın koruduğu kurtulabilir) buyurdu.
İnsân, niyeti ve
işleri, ne kadar hâlis ve iyi olsa da, kendini kusurlu ve kabahatli bilmelidir.
Tasavvuf yolunda, ele geçen nîmetlere, hâllere, zevklere güvenmemeli, ne kadar
doğru ve İslâmiyete uygun olsalar da, bunlara özenmemelidir. Dîne yaptığı
hizmetlere, İslâmiyeti kuvvetlendirmesine ve insanların doğru yola gelmelerine
sebep olmasına güvenmemeli ve bunlarla övünmemelidir. Bu güzel işleri, kâfirler
ve fâcirler de yapabilir. Resûlullah, (Çok olur ki, Allahü teâlâ bu
dînini fâcir kimse ile kuvvetlendirir) buyurdu. Bu yolda, yalnız hâlis
din isterler. Zümer sûresinin üçüncü âyetinde meâlen, (Biliniz ki,
Allahü teâlâ için olan din, yalnız Onun için olan hâlis dindir) buyuruldu.
Allahü teâlânın
katında şirke hiçbir sûretle yol yoktur. Kalbe gelen her sıkıntı ve karartı,
tövbe, istigfâr ve pişmanlık ile ve Allahü teâlâya sığınarak, kolayca giderilebilir.
Fakat, bu alçak dünya için gelen karartı, leke, kalbi büsbütün karartır, harap
eder. Bunu temizlemek çok güç olur. Resûlullahın, (Dünyaya düşkün
olmak, günahların başıdır) hadis-i şerifi çok doğrudur.
Allahü teâlâ, bizi ve sizi, dünyaya düşkün olmaktan kurtarsın! Dünyaya düşkün olanları sevmekten ve onlarla arkadaşlık etmekten, düşüp kalkmaktan korusun! Çünkü o, öldürücü zehirdir ve iyi olmaz bir hastalıktır ve büyük belâdır ve bulaşıcı hastalıktır.
