Kötü âlimlerin vasıfları
07/01/2022 Cuma Köşe yazarı A.D
Kıymetli kitaplardan
toplanmış, tercüme edilmiş Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdıkları ilmihâl
kitaplarını okumalıdır.
Âlim görünen ve din
adamı denilen herkesin sözüne veya kitabına uyarak amel etmek caiz değildir.
Kıymetli kitaplardan toplanmış, tercüme edilmiş Ehl-i sünnet âlimlerinin
yazdıkları ilmihâl kitaplarını okumalıdır. Böyle tercüme edilmemiş, kafadan
yazılmış ilmihâl kitaplarını ve uydurma tefsirleri okumak, insanı dünya ve
ahiret felaketlerine sürükler. Kötü din adamları; yaldızlı kelimelerle,
Müslümanlara gerici, Ehl-i sünnet âlimlerine yobaz demekte ve yazdıkları
zehirli kitapları ile gençleri aldatmaktadır. Çıkardıkları dergilerde bozuk,
alçak yalanlarla Ehl-i sünnet âlimlerine saldırmaktadırlar...
***
İmam-ı Rabbânî
hazretleri bu hususta Mektûbât kitabında buyuruyor ki:
Âlimlerin dünyayı
sevmesi ve ona düşkün olması, güzel yüzlerine siyah leke gibidir. Dini
kuvvetlendirmek, İslamiyet’i yaymak şerefi, âlimlere aitse de, bazen kâfir ve
fâsık da, bu işi yapar. Nitekim Peygamberlerin efendisi, kötü kimselerin de,
dini kuvvetlendireceğini haber verip, (Allahü teâlâ bu dini, facirlerle
de, elbette kuvvetlendirir) buyurmuştur. Bunlar, çakmak taşına benzer.
İnsanlar, bu taştaki kudretten ateş yapar, istifade eder. Taşın ise, hiç faydası
olmaz. Bunların da ilimlerinden kendilerine fayda olmaz. Hattâ bu ilimleri,
kendilerine zararlıdır. Çünkü Kıyamette, (Bilmiyorduk, günah olduğunu bilseydik
yapmazdık) diyemezler. Bir hadis-i şerif meâli:
(Kıyamette en şiddetli
azap, ilmi kendine fayda vermeyen âlime yapılır.) [Beyhekî]
Allahü teâlânın kıymet
verdiği ve her şeyin en şereflisi olan ilmi, mal, mevki kapmaya ve başa geçmeye
vesile edenlere, bu ilim zararlı olur. Hâlbuki dünyaya düşkün olmak, Allahü
teâlânın hiç sevmediği bir şeydir. O hâlde, Allahü teâlânın kıymet verdiği
ilmi, Onun sevmediği yolda harcamak çok çirkin bir iştir. Onun kıymet verdiğini
kötülemek, sevmediğini de kıymetlendirmek, yükseltmek demektir. Açıkçası,
Allahü teâlâya karşı durmak demektir. Ders vermek, vaaz etmek ve dînî yazı,
kitap, mecmua çıkarmak, ancak, Allah rızası için olduğu vakit ve mevki, mal ve
şöhret kazanmak için olmadığı zaman faydalı olur. Böyle halis, temiz düşünmenin
alameti de, dünyaya düşkün olmamaktır. Bu belaya düşmüş, dünyayı seven din
adamları, hakikatte dünya adamlarıdır. İnsanların en alçağı bu kötü âlimlerdir.
Din, iman hırsızları bunlardır. Böyle iken bunlar, kendilerini din adamı,
âhiret adamı ve insanların en iyisi sanır ve tanıtır.
Büyüklerden biri, şeytanın boş durduğunu, insanları aldatmakla uğraşmadığını görünce, sebebini sorar. Şeytan, (Zamanın din adamı geçinen, kötü âlimleri, insanları yoldan çıkarmakta bana o kadar yardımcı oluyorlar ki, bu önemli işi yapmama gerek kalmıyor) demiştir. Doğrusu, zamanımızda İslamiyet’in emirlerini yapmaktaki gevşeklikler ve insanların dinden yüz çevirmesi, hep din adamı perdesi altında söylenen sözlerden, yazılardan ve bu adamların bozuk niyetlerinden dolayıdır.