İslâmiyete uyanların nefisleri temizlenir!..
10/01/2022 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Her insanda nefis
vardır. Nefis, Allahın düşmanıdır. Hep kötülük yapmak ister. İslâmiyete uymak
istemez.
Kadızade Mehmed Efendi
Halveti şeyhlerinden olup Çorum’da doğdu. İstanbul’a giderek medrese tahsili
yaptı, bu sırada Halveti tarikatine intisab etti. 1184 (m. 1775)’de vefat etti.
“İsbat-ı hatemü'l-evliya” isimli eserinde şöyle buyuruyor:
Allahü teâlâ, her şeyi
bir sebep altında yaratmaktadır. Bu sebeplere iş yapabilecek tesir, kuvvet
vermiştir. Bir iş yapmamız, bir şeyi elde etmemiz için, bu işin sebeplerine
yapışmamız lâzımdır. Meselâ, buğday hâsıl olması için, tarlayı sürmek, ekmek,
ekini biçmek lâzımdır. İnsanların bütün hareketleri, işleri, Allahü teâlânın bu
âdeti içinde meydâna gelmektedir. Allahü teâlâ, sevdiği insanlara, iyilik,
ikrâm olmak için ve azılı düşmanlarını aldatmak için, bunlara, harikulade
olarak, yanî âdetini bozarak, sebepsiz şeyler yaratıyor.
Her insanda nefis
vardır. Nefis, Allahın düşmanıdır. Hep kötülük yapmak ister. İslâmiyete uymak
istemez. İslâmiyete uyanların nefisleri temizlenir, düşmanlıkları kalmaz. Açlık
çeken, sıkıntılı yaşayan kâfirlerin nefisleri ise zayıflar. Kötülük yapamaz.
Bunun için evliyada ve papazlarda harikulade işler hâsıl olur.
Peygamberlerden
“aleyhimüsselâm”, tam temiz oldukları için âdet-i ilâhiyye dışında ve kudret-i
ilâhiyye içinde şeyler meydâna gelir. Buna mucize denir. Peygamberlerin mucize
göstermesi lâzımdır.
Peygamberlerin
“aleyhimüsselâm” ümmetlerinin evliyâsında, nefislerinin kötülükleri kalmadığı
için âdet dışı meydâna gelen şeylere, keramet denir. Evliyânın kerâmet
göstermesi lâzım değildir. Bunlar, kerâmet göstermek istemez. Allahü teâlâdan
utanırlar. Ümmet arasında, velî olmayanlardan meydâna gelen âdet dışı şeylere,
firâset denir. Fâsıklardan, günâhı çok olanlardan zuhûr ederse istidrâc denir
ki, derece derece, kıymetini indirmek demektir. Kâfirlerden zuhûr edenlere ise
sihir, yani büyü denir.
İstidrâcın manâsı: Allahü teâlânın bir kimseye, isteklerini dünyâda vermesidir ki, o kimsenin haddi aşması, inâdı, cehâleti ve fesâdı artıp, her zaman ve belki her ân dergâh-ı izzetten [Allahü teâlâ katından] uzaklaşarak, rahmetten mahrûm kalmasına sebep olmasıdır.