Cennetten cehenneme açılan pencere!..
08/06/2019 Cumartesi Köşe yazarı V.T
“Cennette, Cehennemi gösteren bir pencere vardır. Cennet ehli buradan
Cehennemdekilerin bazısını görür..."
Ebû Bekr el-Ensârî hazretleri hadîs ve Hanbelî mezhebi fıkıh âlimidir. Ebû
Bekr el-Ensârî’nin rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bazıları:
Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Bir
kimse kasdî olarak bana izafeten yalan söylerse, Cehennemdeki yerine
hazırlansın.”
“İnsanlar İslâmiyet gelmeden önce büyük bir gaflet uykusunda idiler,
İslâmiyet gelince Müslüman olanlar bu gaflet uykusundan uyandılar. Malları
ile canları ile gece gündüz kendilerini Allahü teâlânın rızâsına
kavuşturacak vesilelere (sebeplere) yapıştılar ve saadete kavuştular.”
“Kim dünyâda Allahü teâlânın emirlerine itaat ederse, âhirette Allahü
teâlânın ihsânı ile seçilenlerden olur.”
“Cennette, Cehennemi gösteren bir pencere vardır. Cennet ehli bu pencereden
Cehennemdekilerin bazısını görür ve onlara der ki:
-Sizin bu hâliniz nedir? Biz sizin söylediğiniz İslâm bilgilerine uyarak
Cennete girdik!
Cehennemde olanlar da diyecekler ki:
-Biz size yapın dediklerimizi kendimiz yapmaz, yapmayın dediklerimizi ise
kendimiz yapardık. Biz de bu sebeple buraya girdik, derler.”
“Kurban etini yiyiniz veya bekletiniz. Onu satmayınız.”
Cebrâil (aleyhisselam) Resûlullahın huzûruna geldi ve dedi ki: “Ey Muhammed!
Allahü teâlâ, Muâviye’yi kendine kâtip yapmanı diliyor. Çünkü, senin kâtip
olarak alacaklarının en hayırlısı, kuvvetli ve emîn olanıdır.”
Câbir bin Abdullah (radıyallahü anh) anlattı: “Resûlullah bir kimsenin bir
yere yaslanarak bir ayağını diğer ayağının üstüne atmasını menetti.”
“Müminin firâsetinden sakınınız. Çünkü o, Allahü teâlânın nûru ile bakar.”
“Ümmetimden hak üzere bulunan bir taife kıyâmete kadar bulunacaktır.”
“Kıyâmet günü insanların en büyük hatada olanları, dünyâda en çok bâtıla dalanlardır.”
Ebû Bekr el-Ensârî’nin vefatından önce söylediği bir şiirin tercümesi
şöyledir:
“Benim için bir ecel zamanı vardır. O zamana muhakkak ulaşacağım. Ecel
geldiğinde, onun keskin kılıcı ile ömrüm biter, dünyâ hayatım son bulur. Et
arayan aslanlar, yemek için üzerime gelseler, ecel vaktim gelmediği müddetçe
bana zarar veremezler. Sözde, ben doğduğum zaman müneccimler, ömrümün elliiki
sene olacağında söz birliği etmişler. Allahü teâlânın izniyle işte ben, doksan
yaşımı geçmiş olduğum hâlde dimdik ayaktayım.”