Şefkat, merhamet ve adalet insanlar için büyük nimettir
25/08/2024 Pazar Köşe yazarı S.K
Hazret-i Ömer buyurdu ki: "Emri altında olanlara acımayan, Allahü teâlânın merhametinden uzak kalır..."
Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) yiyecek satın almaya giderken, bir
hizmetçi kızın ağladığını gördü. (Kızım, niçin böyle ağlıyorsun?) buyurdu.
“Bir Yahudi’nin hizmetçisiyim. Bana bir dirhem verdi. Yarım dirhem ile bir şişe
ve yarım dirhem ile de yağ satın al dedi. Bunları alıp gidiyordum. Elimden
düştü. Hem şişe, hem de yağ gitti. Şimdi ne yapacağımı şaşırdım” dedi. Resûl
“aleyhisselâm” kıza bir dirhem verdi. (Bununla şişe ve yağ al. Evine
götür) buyurdu. Kızcağız, “Eve geç kaldığım için, Yahudi’nin beni
döveceğinden korkuyorum” dedi. Resûl “aleyhisselâm”, (Korkma! Seninle
birlikte gelir, sana bir şey yapmamasını söylerim) buyurdu...
Eve gelip, kapıyı çaldılar. Yahudi kapıyı açıp, Resûlullahı “sallallahü
aleyhi ve sellem” görünce şaşırıp kaldı. Yahudi’ye, olanı biteni anlatıp, kıza
bir şey yapmaması için şefaat buyurdu. Yahudi, Resûlullahın ayaklarına kapanıp;
"Binlerce insanın baş tâcı olan, binlerce arslanın, emrini yapmak için
beklediği ey büyük Peygamber! Bir hizmetçi kız için, benim gibi bir miskinin
kapısını şereflendirdin. Yâ Resûlallah! Bu kızı senin şerefine âzâd edip
serbest bıraktım. Bana îmânı, İslam’ı anlat. Huzurunda Müslüman
olayım" dedi. Resûl “aleyhisselâm”, ona kelime-i şehadeti söyletti ve
o kişi Müslüman oldu. Bu hâli gören aile fertlerinin hepsi de Müslüman oldu...
***
Hazreti Ömer (radıyallahü teâlâ anh) zamanında bir ticaret kervanı gelip
Medine’nin yakınında konaklamıştı. Çok yorgun oldukları için hepsi derin bir
uykuya dalmıştı. Hazreti Ömer bu kervandan haberdar olup, Eshâb-ı kiramdan
Abdurrahmân bin Avf hazretlerini de yanına alıp, sabaha kadar kervanın
etrafında dolaşarak onlara herhangi bir zarar gelmemesi için bekledi. Kervanda
bulunanlar ancak sabaha karşı bundan haberdar oldular. Kendilerini bekleyen bu
kişinin kim olduğunu merak ettiler. Sabaha karşı uzaklaşıp gittiklerini görünce
içlerinden biri onları takip etti. Hazreti Ömer’in mescide girip namaz
kıldırmasından sonra merakla, bu zat kimdir diye sordu. Onun Müslümanların
halifesi olduğunu öğrenip kervanda bulunanlara giderek hâdiseyi anlattı...
Kervandakiler hayret edip, halifenin, Müslüman olmayanlara yardımı böyle
olursa, kim bilir Müslümanlara şefkati ve yardımı ne kadar çoktur. O’nun dîni
gerçekten hak dindir, dediler. Daha sonra da Hazreti Ömer’in huzuruna gidip
hepsi de Müslüman oldu...
***
Bir zat, görev emrini almak üzere Halife Hazret-i Ömer’in huzuruna gelir.
Hazret-i Ömer’in, çocuğunu öptüğünü, sevdiğini görünce, "Ben çocuklarımı
öpmem" der. Hazret-i Ömer, "Senin küçük çocuklara şefkatin yok,
millete nasıl acırsın?" buyurarak görev emrini imzalamaz. "Emri
altında olanlara acımayan, Allahü teâlânın merhametinden uzak
kalır" buyurur.