İman ve inkâr, insanın tercihine bağlıdır
25/08/2024 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Sual: İman etmek veya reddetmek, insanın kendi tercihine mi bağlıdır?
Cevap: Allahü teâlâ,
insanları mümin, Müslüman yapmaya mecbur değildir. Onun merhameti sonsuz olduğu
gibi, azabı da, adaleti de sonsuzdur. Dilediği kuluna sebepsiz olarak ve o
istemeden, iman ihsan eder, verir. Akl-ı selimine uyarak, ahlakı ve işleri iyi
olanlara da, doğru, makbul olan imanı vermektedir.
Bir insanın imanlı olarak ölüp ölmeyeceği son nefeste
belli olur. Bütün ömrü iman ile geçip, son günlerinde imanı giden, imansız ölen
kimse, kıyamette imansızlar arasında olur.
Allahü teâlâ, sonsuz merhametinden dolayı,
Peygamberler göndererek, var ve bir olduğunu ve inanılması lazım olan şeyleri,
kullarına bildirdi. İman, Peygamberin bildirdiklerini tasdik etmek
demektir. Peygamberi tasdik etmeyen, inkâr eden, kâfir olur. Kâfirler ise,
Cehennemde sonsuz olarak azap göreceklerdir.
Peygamberi işitmeyen kimse, Allahü teâlânın var
olduğunu düşünüp, yalnız buna iman eder ve Peygamberi işitmeden ölürse,
bu da Cennete girecektir. Bunu düşünmeyip, iman etmezse, Cennete girmeyecek.
Peygamberi inkar etmediği için, Cehenneme de girmeyecektir. Kıyamet günü,
hesaptan sonra, tekrar yok edilecektir. Cehennemde sonsuz yanmak,
Peygamberi işitip de, inkâr etmenin cezasıdır. Âlimler
arasında; “Allahü teâlânın varlığını düşünmeyip iman etmeyen Cehenneme
girecektir” diyenler varsa da, bu söz Peygamberi işittikten sonra
düşünmeyen demektir.
Aklı olan kimse, Peygamberi inkâr etmez, hemen
iman eder. Aklına uymayıp, nefsine, şehvetlerine uyar, başkasına aldanır ise,
inkâr eder. Muhammed aleyhisselamın amcası olan Ebû Tâlib, Onu, kendi öz
çocuklarından daha çok sevdiğini, her vesile ile izhar etmiş ve Onu öven
kasideler yazmıştır. Muhammed aleyhisselâmın, onun ölüm döşeği yanına gelip,
iman etmesi için, çok yalvardığı hâlde, ananesinden ayrılmamak için, iman
etmekten mahrum kaldığı, tarihlerde uzun yazılıdır. Modaya uymak hastalığı,
nefislerimizin tuzaklarından biridir. Çok kimse, kendi nefislerinin bu
tuzaklarına düşerek, büyük kazançlardan mahrum kalmışlardır. Bunun içindir ki,
bir hadis-i kudside, Allahü teâlâ;
(Nefislerinizi,
kendinize düşman biliniz! Çünkü, nefisleriniz, bana düşmandırlar!) buyurdu.