Tövbesini bozmayan terzinin güzel sonu...
08/09/2023 Cuma Köşe yazarı V.T
Abdullah ibni Üstad-ül-A'zam
hazretleri, Mekke'de şarap içen bir kimseyle karşılaşır!..
Abdullah ibni Üstad-ül-A'zam hazretleri evliyânın
büyüklerindendir. 1240 (H.638) senesinde Yemen'de Terîm'de doğdu. 1330
(H.731)'da orada vefât etti. Zamânının meşhûr âlimlerinden de ilim tahsil etti.
Tasavvufta da kemâle erip fazîletli bir zât oldu. Çok kerametleri görüldü:
Bir gün Abdullah ibni Üstad-ül-A'zam hazretlerinin yanına
fakirlerden bir bölük kimse geldi. Karınları açtı. Abdullah hazretleri, İbn-i
Nâfi' isimli hizmetçisine; "Filan ambara git! Oradan bu fakirler için
hurma getir! Karınlarını doyursunlar" buyurdu.
Hizmetçi o ambarın boş olduğunu gâyet iyi bildiğinden, "O
ambar boş" dedi. O zât, aynı emri tekrarlayınca, hizmetçi, ambarı
boşalttıklarını, içinde hiçbir şey kalmadığını, tamâmen boş olduğunu bildirdi.
O yine; "Sen ambara git! Orada hurma bulursun" deyince, hizmetçi
gitti. Hakîkaten orada hurma bulunduğunu gördü ve alıp getirdi. Fakirler o
hurmaları yiyip karınlarını doyurdular...
Abdullah ibni Üstad-ül-A'zam hazretleri, bir zaman Mekke-i mükerremede
şarap içen bir kimseyle karşılaştı. Böyle mübârek bir yerde, böyle çirkin
bir günâhın işlenmesini hoş karşılamadı. O kimse, Abdullah ibni Üstad-ül-A'zam
hazretlerine: "Ben terzilik yapıyorum. Şarap içmeye öyle alışmışım ki, onu
içmesem sanatımı, işimi yürütemiyorum. İçmezsem, çalışamıyorum. Her ne kadar
bırakmak istesem de, bırakamıyorum. Bunu bırakırsam, işimi devâm
ettiremem" dedi.
Abdullah hazretleri; "Şayet Allahü teâlâ, sana içki içmeden
de mesleğini devâm ettirmeni nasîb ederse, içki içmeye tekrar dönmeyeceğine
dâir bana söz ver!" dedi. O kimse de "Peki!" deyince, Abdullah
hazretleri, Allahü teâlâya duâ edip, bu kimseye tövbe etmeyi nasîb etmesi ve
tövbesini kabûl etmesi için yalvardı...
O kimse içkiyi terk etti. İşini, içkisiz de yapabildiğini
anladı. Önceki hâline tövbe etti ve tövbesini bozmadı. Abdullah ibni
Üstad-ül-A'zam hazretlerinin delâleti ile tövbesinde öyle bir sadâkat gösterdi
ki; sâlihlerden kıymetli bir zât oldu... Bu hâdiseden bir müddet sonra,
Abdullah ibni Üstad-ül-A'zam, rüyâsında bir münâdînin, bu kimsenin ismini
söyleyerek;
"Filân kimse için, filân yerde bir kabir kazınız! Kim onun
cenâze namazında bulunursa, Allahü teâlâ onu magfiret eder" diye nidâ
ettiğini gördü. Uyandığında, hemen o kimsenin hâlini sordu. Vefât ettiğini
bildirdiler. Bildirilen yere kabri kazıldı. Abdullah ibni Üstad-ül-A'zam cenâze
namazını kıldırdı. Oraya defnettiler.