Her sanatı ve ticareti yapmak
10/05/2022 Salı Köşe yazarı O.Ü
Kendinin ve çoluk
çocuğunun nafakasını temin için çalışmak farzdır.
Sual: Bazı kimseler,
başkasının işinde çalışmayı zül, utanılacak bir şey olarak görmektedir. Bir
kimsenin, çoluk çocuğunun nafakası için herhangi bir işte ücretle çalışması
utanılacak bir şey midir?
Cevap: Her sanatı ve
ticareti yapmak, maaş, ücret karşılığında mubah olan işleri yapmak, mesela
çobanlık, bahçıvanlık yapmak, inşaatta, hafriyatta çalışmak ve sırtında yük
taşımak tezellül değildir. Peygamberler ve veliler bunları
yapmışlardır. Kendinin ve çoluk çocuğunun nafakasını temin için çalışmak
farzdır. Başkalarına yardım için her türlü kazanç yolunda çalışarak daha fazla
kazanmak mubahtır. İdris aleyhisselam terzilik, Davut aleyhisselam demircilik,
İbrahim aleyhisselam ziraat ve kumaş ticareti yapardı. İlk olarak kumaş dokuyan
Âdem aleyhisselamdır. Din düşmanları, ilk insanların ot ile örtündüklerini,
mağarada yaşadıklarını yazıyorlar. Bu yazılarının hiçbir vesikası yoktur. İsa
aleyhisselam kunduracılık, Nuh aleyhisselam marangozluk, Salih aleyhisselam
çantacılık yapardı. Peygamberlerin çoğu çobanlık yapmıştır. Hadis-i
şerifte; (Evinin ihtiyaçlarını alıp getirmek kibirsizlik
alametidir) buyuruldu.
Resulullah efendimiz
mal satmış ve satın almıştır. Satın alması daha çok olmuştur. Ücret ile
çalışmış ve çalıştırmıştır. Mudarebe şirketi ve ortaklık yapmıştır. Başkasına
vekil olmuş ve vekil yapmıştır. Hediye vermiş ve almıştır. Ödünç mal almış,
vakıf yapmıştır. Dünya işi için kimseye kızmamış, kimseye incitecek
şey söylememiştir. Yemin etmiş ve ettirmiştir. Yemin ettiği şeyleri
yapmış, yapmayıp keffaret verdiği de olmuştur. Latife yapmış, latifeleri
hep hak üzere ve faydalı olmuştur. Bu sayılanları yapmaktan çekinmek, utanmak,
kibir olur. Çok kimseler burada yanılır, tevazu ile tezellülü birbiri ile
karıştırırlar. Nefis, burada çok kimseyi aldatır.
Sual: İman etmek için,
Peygaber efendimizin bildirdiklerinin hepsine inanmak mı lazımdır?
Cevap: Resulullah efendimizin söylediklerinin, bildirdiklerinin hepsini beğenip kalbin kabul, tasdik etmesine, yani inanmasına iman denir. Bu şekilde inanan insanlara, mümin denir. Peygamber efendimizin sözlerinden birine bile inanmamaya veya iyi ve doğru olduğunda şüphe etmeye küfür denir. Böyle inanmayan kimselere de kâfir denir.