Evlat ve âileye dâimâ tatlı sözlü olmalıdır...
26/09/2021 Pazar Köşe yazarı V.T
Dost, düşman, herkesi
güler yüz ve tatlı dil ile karşılamalı, hiç kimse ile münâkaşa etmemelidir.
Mahvî İsa Efendi
Osmanlı âlimlerindendir. Bolu’nun Gerede ilçesinde doğdu. İstanbul’a giderek
medrese tahsilinden sonra Fethi Abdülkerim Efendi'nin sohbetlerine devam etti
ve halifesi oldu. Süleymaniye Camii'nde vaizlik vazifesi verildi. 1127 (m.
1715)’de hac dönüşünde Şam'da vefat etti.
Bu mübarek zat, vaaz
ve sohbetlerinde buyurdu ki:
Dost, düşman, herkesi
güler yüz ve tatlı dil ile karşılamalı, hiç kimse ile münâkaşa etmemelidir.
Herkesin özrünü kabul etmeli, kabahatlerini affetmeli, zararlarına karşılık
yapmamalıdır. Dervîşlik, yalnız, namaz, oruç ve geceleri ibâdet yapmak
değildir. Bunlar, herkesin yapacağı kulluk vazîfeleridir. Dervîşlik, kalb
kırmamaktır. Bunu yapabilen, Allahü teâlânın rızasına kavuşur. [Velî olur].
Velî, Allahü teâlânın sevgisine kavuşmuş sâlih insan demektir.
Fütüvvet [mertlik],
düşmanlık edene iyilik yapmak, seni sevmeyene ihsânda bulunmak ve sevmediğin
ile de tatlı konuşmaktır.
Az konuşmalı, az
uyumalı ve az gülmelidir. Çok kahkaha, kalbi öldürür. [Allahü teâlâyı
unutturur.] Her işi, Allahü teâlâya havâle etmeli [yâni, sebeplere yapışmalı,
fakat, sebeplerin tesîr etmesini, Allah'tan beklemelidir.]
Hiçbir farzı
kaçırmamalı ve geciktirmemelidir. Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri buyuruyor
ki:
(İhtiyâclardan
kurtulmanın ilâcı, muhtaç olduğun şeyi terk etmektir. Her ihtiyacını [hâsıl
edecek sebebi] Allah'tan beklemelidir). Hadis-i şerifte, (İnsan, ihtiyaçlarını,
Allaha havâle ederse, ihtiyaçlarını [husûle getirecek sebepleri] ihsân eder)
buyuruldu. Meselâ, herkesin sana merhamet ve hizmet etmesini temîn eder.
Yahyâ bin Mu'âz Râzî,
buyuruyor ki: (Herkes seni, Allahını sevdiğin kadar sever. Allah'tan
korktuğun kadar, senden korkarlar. Allaha itaat ettiğin kadar, sana itaat
ederler.) Yine buyurdu ki: (Allahü teâlâya hizmet ettiğin kadar, sana
hizmet ederler. Hülâsa, her işin, Onun için olsun! Yoksa hiçbir işinin faydası
olmaz. Hep kendini düşünme! Allahü teâlâdan başka, kimseye güvenme!)
Kendin ile Allahü
teâlâ arasında en büyük perde [mâni], hep kendi menfaatini düşünmek ve kendin
gibi, bir âcize güvenmektir. Sôfîlik, istediğin her yere gidebilmek ve
bulutların gölgesinde rahat etmek ve herkesten hürmet görmek değildir. Her
hâlinde, Allahü teâlâya güvenmektir.
Evlat ve âile ile dâimâ tatlı sözlü ve güler yüzlü olmalıdır...