Şevvâlde oruç tutarken...
10/05/2022 Salı Köşe yazarı R.A
Oruç kazâsı olanlar,
Şevvâl ayında ve diğer mübârek günlerde tuttukları oruçlara niyyet ederken,
kazâya kalan oruca niyyet etmelidirler...
Oruç kazâsı olmayanın,
nâfile oruç tutması çok sevaptır. Farz borcu olanların nâfilelerine
sevap verilmeyeceği bildirilmiştir. Meselâ farz namaz borcu olan, nâfile
ve sünnet kılamaz, ancak oruç tutabilir. Çünkü bu kişi, ikinci
Ramazân’a kadar oruç borcunu ödeyebilir.
Ama Şevvâl
ayındaki “altı gün” orucu tutarken, kazâya da niyet edilirse,
hem bugünlerde oruç tutulmuş olur, hem de kazâsı ödenmiş olur. Bunun için üzerinde
oruç kazâsı olanlar, Şevvâl ayında ve diğer mübârek günlerde tuttukları
oruçlara niyyet ederken, kazâya kalan oruca niyyet etmelidirler. Böylece
hem kazâları ödenmiş, hem de o mübârek günlerde oruç tutanlara va'dedilen
sevâblara kavuşmuş olurlar.
Şüphesiz ki, herhangi
bir nâfile ibâdetin sevâbına kavuşabilmek için, îmânda ve farzlarda kusûr
olmaması, harâmlardan kaçıp günâhlara tevbe etmek ve o işi ibâdet olarak
yapmaya niyet etmek de şarttır.
Şevvâl ayında tutulan
nâfile veya kazâ oruçlarını Pazartesi ve Perşembe günleri tutmak daha iyidir.
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Cennetin kapıları,
Pazartesi ve Perşembe günleri açılır.” [Müslim]
“Ameller, Pazartesi ve
Perşembe günleri, (Allahü teâlâya) arz olunur. Ben de amelimin
oruçlu iken arz olunmasını isterim.” [Tirmizî]
Oruç kazâsı olanların
da bugünlerde tutmaları iyi olur. Her ay, 3 gün oruç tutmak çok
iyidir. Çünkü hadîs-i şerîflerde buyurulmuştur ki:
“Her ay 3 gün oruç
tutan, yılın tamâmında oruç tutmuş gibi olur.” [Müslim]
“İbrâhîm aleyhisselâm,
her ayda 3 gün oruç tuttu. Allâhü teâlâ da ona, ömrü boyunca oruç tutmuş gibi
sevap verdi ve ömür boyu sanki yiyip-içmiş gibi de zindelik, kuvvet verdi.” [Beyhekî]
Bu oruçları, “Eyyâm-ı
bîd” denilen hicrî-kamerî ayların 13, 14 ve 15. günleri
tutmak iyi olur. Çünkü hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Ayda 3 gün oruç
tutan, ayın 13, 14 ve 15. günlerinde tutsun.” [Nesâî]
“Her ay, eyyâm-ı
bîd’de oruç tutan kimse, yılın tamâmında oruç tutmuş gibi sevâba kavuşur.” [Nesâî]
Nâfile oruç tutarken
uygun bir davete gidilince, orucu bozmak günâh değildir. Bir mümin arkadaşı
sevindirmek ve onu üzmemek için davetine gidilir. Davete gidip de orucunu
bozmayan bir kimseye Peygamber Efendimiz, “Arkadaşın senin için bu
kadar külfete girdiği hâlde, sen hâlâ 'Oruçluyum' diyorsun. Şimdi ye,
sonra yerine bir gün tutarsın” [Dârekutnî] buyurdu. Yine buyurdu ki:
“Davete giden,
Ramazân, kazâ ve adak orucu değilse, [nâfile] orucunu bozsun.” [Taberânî]
“Dîn kardeşinin hâtırı
için nâfile orucu bozana, bin günlük oruç sevâbı yazılır. Bu orucu kazâ edince
de iki bin günlük sevap yazılır.” [Şir’atü’l-islâm]
Öğleden sonra, bir zarûret olmadıkça, nâfile orucu bozmamalıdır. Hadîs-i şerîfte, “Nâfile oruç tutan kimse, öğleye kadar muhayyerdir” [Taberânî] buyuruldu.