"Hiçbir iyiliği hor görme!.."
07/11/2019 Perşembe Köşe yazarı V.T
“Allahü teâlâdan kork. Hiçbir iyiliği hor görme. Kibirden sakın. Çünkü
Allahü teâlâ, kibri sevmez.”
Yezîd bin Es’am hazretleri Tabiînden büyük bir hadîs âlimidir. 103 (m. 721)
senesinde vefât etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerden bazıları:
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte,
Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Açlığını
gidermek (doyurmak), bir sıkıntısını gidermek gibi bir yolla,
Müslüman kardeşini sevindirmek, mağfirete sebep olan şeylerdendir.”
Câbir bin Süleym anlattı: Ben Resûlullahın huzurlarına ilk defa gitmiştim.
Resûlullah Eshâbı arasında bulunuyordu. “Hanginiz Allahın Resûlüdür?” dedim.
Resûlullah efendimiz, mübârek elleriyle kendilerini işâret buyurdular. “Bazı
şeylerden sıkıntı duyuyorum. Bana bir şeyler öğret” dedim. Bunun üzerine
Resûlullah şöyle buyurdu: “Allahü teâlâdan kork. Müslüman kardeşine güler
yüzle konuşmak, kabındaki suyu, senden su isteyenin kabına boşaltmak şeklinde
bile olsa, hiçbir iyiliği hor görme. Kibirden sakın. Çünkü Allahü teâlâ, kibri
sevmez.”
Enes bin Mâlik’in (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte,
Resûlullah buyurdu ki: “Kıyâmet günü olunca, Allahü teâlâ, Cennet ve
Cehennem ehlini saflar hâlinde bir araya toplar. Bu sırada Cehennemliklerin
saflarından birisi, Cennetliklerin saflarında birini görür. 'Ey falanca!
Hatırlar mısın? Hani sana dünyâda iken bir iyilik yapmıştım' der.
Cennetlik şahıs onu eliyle tutup, 'Yâ Rabbi! Bu bana, dünyâda iken iyilik
yapmıştı' der. Bunun üzerine kendisine 'Onu rahmetimle Cennete
götür' denilir.”
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte,
Resûlullah buyurdu ki: “Kim Müslüman kardeşinin bir sıkıntısını
giderirse, Allahü teâlâ da onun kıyâmetteki sıkıntılarından birini giderir.”
Resûlullah bir kerre de şöyle buyurdu: “Allahü teâlâ, sizin
sûretlerinize, mallarınıza bakmaz. Ancak kalblerinize ve amellerinize bakar.”
Yine buyurdu ki: “Allahü teâlâ şöyle buyurdu: Kulum, bana duâ ettiği
zaman, onunla beraber olurum.”
Yezîd Bin Es’am hazretleri buyurdu ki: Câhiliye devrinde birisi vardı. İçki
içip, sarhoş oldu. Sonra kumara başladı. Yine içkili bir hâlde iken, kumara
devam edeceğini, onu bırakmayacağını söyledi, yüzünü gözünü yırttı. Kendisini
perişan etti. Bu hâlde uyuyakaldı. Uyanıp, kendisine gelince, “Bana böyle ne
oldu” dedi. Sonra kendi kendine, "içkinin yüzünden bu hâle geldim. Vallahi
bir daha içmeyeceğim" dedi.