Selam vermek, en güzel duadır
16/02/2020 Pazar Köşe yazarı V.T
Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Bir topluluğa gelince de, ayrılırken
de selam verin!"
Ziyâüddîn Ahmed Kurtubî hazretleri hadis ve Mâliki fıkıh âlimidir. 578'de
(m. 1182) Endülüs’te (İspanya) Kurtuba'da (Cordoba) doğdu. İbnü'l-Müzeyyen
künyesiyle de anılır. İlk tahsilinden sonra Mekke, Medine, Kudüs, Mısır ve
İskenderiye'ye giderek pek çok âlimden ilim tahsil etti. İskenderiye'ye
yerleşip talebe yetiştirdi. 656'da (m. 1258) vefat etti. Bir dersinde buyurdu
ki:
Dinimizde selamlaşmanın önemi büyüktür. Müslümanların yanına girerken,
çıkarken, karşılaşınca, ayrılırken mutlaka selam vermelidir! Selam vermek, bir
kimseye yapılacak en güzel duadır. Selam, (Ben Müslümanım, benden sana zarar
gelmez, selamettesin) manasına, selamet üzere ol, Müslüman olarak vefat
et, manalarına da gelir.
Gayrimüslimlerin hidayete kavuşmaları niyetiyle, ihtiyaç olduğu zaman
onlara selam vermek, hidayete kavuşmaları için dua etmek caizdir. Selamlaşırken
eğilmek günahtır. Hadis-i şerifte, (Karşılaştığınız zaman birbirinize
eğilmeyin, kucaklaşmayın) buyuruldu. Eshab-ı kiram, yolculuktan döndükleri
zaman kucaklaşırlardı. Şu hâlde, uzun yoldan gelmiş veya uzun zamandır
görülmeyen bir arkadaşla kucaklaşmak caiz olur.
"Selamün aleyküm" diye selam vermek caiz ise de "Esselamü
aleyküm" demek daha iyidir. Selamün aleyküm denince, "Ve aleyküm
selam" demek farzdır. Esselamü aleyküm denince de, "Ve
aleykümüsselam" denir. Her ikisinde de "ve" harfini
söylemelidir! (Ve aleyküm...) deki "ve", (dahi) manasındadır. Yani,
(Allah’ın selamı bizim üzerimize olduğu gibi, sizin de üzerinize olsun!)
demektir. Sadece (aleyküm selam) ise, sanki (Selam bize değil size olsun) gibi
uygunsuz bir manaya gelebilir.
Selamı düzgün verip düzgün almak iyidir. “Ve” söylemeden de almak caiz ise
de, 've'li söylemelidir. Verilen selamı daha güzeli ile almak da farz değil ise
de, çok sevaptır.
Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), (Selamün aleyküm) diyen
için, (On sevap kazandı) buyurdu. Başka biri, (Selamün aleyküm ve rahmetullahi)
dedi. (Yirmi sevap kazandı) buyurdu. Bir başkası da, (Selamün aleyküm ve
rahmetullahi ve berekatühü) dedi. Bu kimse için de, (Otuz sevap kazandı)
buyurdu. Bu sırada orada oturanlardan biri selam vermeden çıkıp gitti.
Resulullah efendimiz, (Arkadaşınız [selamın faziletini] ne tez unuttu) buyurdu.
Daha sonra, (Bir topluluğa gelince de, ayrılırken de selam verin! Birinci selam,
ikincisinden daha mühim değildir) buyurdu.