Müslüman'dan, Yahûdî'ye de Hıristiyan'a da zarar gelmez...
08/12/2023 Cuma Köşe yazarı A.D
Müslüman örnek insan demektir.
Zaten İslamiyet’in ilk zamanlar kısa zamanda hızla yayılması, Müslümanların
güzel ahlâkı sebebiyle oldu...
İsâ aleyhisselâmın diri olarak
semâya kaldırılışından sonra, üçyüz sene içerisinde putperestler ve Yahûdîler,
defalarca Nasrânîlere umûmî katliâmlar yaptılar. Ellerinde bulunan kitapları ve
risâleleri, yırtarak ve yakarak yok ettiler. Emirleri altında bulunan
Îsevîlere, her geçen gün hakâretlerini arttırarak zulmettiler.
Hâlbuki Yüce Peygamberimiz
“sallallahü aleyhi ve sellem” başka dinden olan kimselere de son derece
merhamet ve şefkat ile muâmele edilmesini ve Hıristiyanların kiliselerine
dokunulmamasını, yıkılmamasını emretmektedir... Yeri gelmişken, Hazreti
Ömer'in “radıyallahü anh” İlya (Kudüs) ahâlisine verdiği "Emân"ın
tercümesini aşağıya alıyoruz...
"İşbu mektûb, Müslümânların emîri
Abdüllah Ömer'in (radıyallahü teâlâ anh) İlya ahâlisine verdiği emân
mektûbudur ki, onların varlıkları, hayâtları, kiliseleri, çocukları, hastaları,
sağlam olanları ve diğer bütün milletler için yazılmıştır. Şöyle ki:
Müslümânlar, onların kiliselerine zorla
girmeyecek, kiliseleri yakıp yıkmayacak, kiliselerin herhangi bir yerini tahrîb
etmeyecek, mallarından bir habbe [tanecik] bile almayacak, dinlerini ve ibâdet
tarzlarını değiştirmeleri ve İslâm dînine girmeleri için kendilerine karşı
hiçbir zor kullanılmayacak. Hiçbir Müslümândan en ufak bir zarar bile
görmeyecekler. Eğer kendiliklerinden memleketten çıkıp gitmek isterlerse,
varacakları yere kadar canları, malları ve ırzları üzerine emân verilecektir.
Eğer burada kalmak isterlerse, tamâmen temînât altında olacaklar. Yalnız İlya
ehâlisinin verdiği cizyeyi [gelir vergisini] vereceklerdir. Eğer İlya halkından
bazıları, Rum halkı ile birlikte, âile ve malları ile berâber çıkıp gitmek isterlerse
ve kiliselerini ve ibâdet yerlerini boşaltırlarsa, kiliseleri ve varacakları
yere kadar, canları, yol masrafları ve malları üzerine emân verilecektir. Yerli
olmayanlar, ister burada otursunlar, isterlerse gitsinler, ekin biçme zamânına
kadar, onlardan hiçbir vergi alınmayacaktır.
Allahü azîmüşşânın ve Resûlullahın (sallallahü
teâlâ aleyhi ve sellem) emirleri ve bütün İslâm halîfelerinin ve umûm
Müslümânların verdiği sözler, işbu mektûbda yazılı olduğu gibidir."
***
Kendi devletleri olan Bizans'ın, ağır vergi ve işkencelerinden,
eziyet ve cefâlarından ve zulümlerinden kurtulan Kudüs halkı, çok kısa bir
zamânda, düşman zannettikleri Müslümânlardaki, adâlet ve merhameti açıkça
gördüler. İslâmiyetin, iyilik ve güzelliği emreden, insanları, dünyâ ve âhiret
saâdetine kavuşturan bir din olduğunu anladılar. En küçük bir zorlama ve
korkutma olmaksızın bölük bölük, mahalle mahalle İslâmiyyeti kabûl ettiler...