"Beni geçmek isteyen bu kadın kimdir?.."

17/04/2019 Çarşamba Köşe yazarı V.T

"Yâ Muhammed! Bu, genç yaşında kocası ölen kadındır ki; yetim çocuklarını iffetiyle büyüttü.”

 

Muhammed bin Ca’fer El-Harâtî hazretleri hadîs âlimidir. 240 (m. 854)’de Irak’ta Samarrâ’da doğmuştur. 327 (m. 938)’de Filistin’de vefât etmiştir. "Mekarim-ül-ahlâk" kitabında rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerde, Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki:

“Her kimin kız çocuğu olur da, onu terbiye eder ve terbiyesini güzel eder, gıda verir ve gıdalarını güzel verir ve Allahü teâlânın kendisine verdiği nimetlerden ona da bolluk gösterirse, o kız çocuğu onun için bereket ve Cehennemden kurtarıp Cennete girmesi için bir kolaylık vesîlesi olur.”

“Üç kızı ve üç kız kardeşi olup da, onların geçim sıkıntılarına ve zararlarına katlanan kimseyi, (onlara merhametinden dolayı) Allahü teâlâ Cennete kor.”

“Allahü teâlâ, benden önce Cennete girmeyi bütün insanlara haram etmiştir. Fakat sağımda beni geçmeye çalışan bir kadın görürüm ve 'Beni geçmek isteyen bu kadın kimdir?' derim. Denilir ki: 'Yâ Muhammed! Bu, genç yaşında kocası ölen güzel bir kadındır ki; yanındaki yetim çocuklarının, (bütün sıkıntılara katlanarak namus ve iffetiyle) başını bekledi ve onları büyüttü. İşte mükâfat olarak Allahü teâlâ ona bu mertebeyi verdi.”

“Hangi bir Müslüman ki, din kardeşini müdâfaa ederse, Allahü teâlâ onu kıyâmet gününde Cehennem ateşinden korur.”

“Kardeşinin bir ihtiyâcını gideren bir kimse, ömrü boyunca Allaha kulluk etmiş gibidir.”

“Bir kimsenin sıkıntı ve kederini gideren veya bir mazluma yardım eden kimseyi, Allahü teâlâ yetmişüç kere mağfiret eder.”

“Komşu hakkının nelerden ibâret olduğunu bilir misiniz? Yardım dilerse yardımına koşmak, ödünç isterse ödünç vermek, muhtaç olursa ihtiyâcını gidermek, hastalanırsa geçmiş olsuna gitmek, ölürse cenâzesinde bulunmak, sevinçli günlerinde göz aydınlığına gitmek ve felâketli günlerinde taziyesine koşmaktır. Müsâadesini almadan, havasını kesecek şekilde evini onun evinden daha yüksek yapma. Komşuna eziyet etme. Satın aldığın meyveden ona da ver. Veremeyeceksen gösterme. Çocuğun, onun çocuklarına karşı bu meyveleri sokak ortasında yemesin. Tencerende pişen yemeğin râyihası (kokusu) ile onu incitme. (Sonra devamla): Komşu hakkının ne demek olduğunu biliyor musunuz? Varlığımı yed-i kudretinde bulunduran Allaha yemîn ederim ki, komşu hakkını, Allahü teâlânın rahmetine mazhar olan kimseler ödeyebilir.”