"Sana müjdeler olsun!..”
24/10/2024 Perşembe Köşe yazarı A.U
Buhâra’da
yetişen Seyyid Emîr Külâl hazretlerinin talebesinden biri, bir
gece yattı ama hiç uyuyamadı.
Kendi kendine;
"Hocama gideyim,
bana bir emriniz var mı, diye sorayım" şeklinde düşündü.
Fırladı yataktan.
Gece yarısı idi.
Gidip girdi hocasının
odasına. Ancak gördüğü manzara karşısında çok şaşırdı!
Şöyle ki:
Kalabalık bir cemaat
vardı içeride.
Yüzlerinin nûrundan
hepsi de âlim ve velî zâtlara benziyor ve başları önde, sessizce oturuyorlardı
hocasının karşısında.
Odada rûhâni bir hava
hâkimdi.
Hem öyle kalabalık
idiler ki, oturmaya güçlükle yer buldu.
O da onlar gibi başını
eğdi.
Gözlerini kapadı
ve beklemeye başladı.
Az sonra başını
kaldırınca çok şaşırdı! Zîra odada, kendisiyle hocası vardı yalnızca.
Huzûruna gidip;
“Efendim, bu gördüğüm
hâl nedir? Az önce gördüğüm cemaat kimlerdi?” diye sordu.
Hocası da;
“O zâtlar, ricâl-ül
gayb'dendi. Yâni geçmiş evliyâların ruhlarıydı. Onlar öyle büyüklerdir ki,
öldükten sonra bile dîne hizmet ederler” buyurdu.
Sordu ki:
“Niçin gelmişler
hocam?”
“Dînimize hizmet
bâbında müşâvere edip, danışıp bâzı kararlar aldık. Onların meclisinde sen de
bulundun. Bu, çok büyük nîmettir evlâdım, sana müjdeler olsun!” buyurdu.