Hepimizin âkıbeti bu!..
18/02/2020 Salı Köşe yazarı A.U
Amasya'da yetişen velîlerden Alî Hâfız hazretlerinin oğlu
Necâtî, âniden vefât etti.
Ev halkı çok üzüldü.
Ayrıca da telaşlandılar.
Zîrâ babası dergâhtaydı.
Bilmiyordu oğlunun vefât ettiğini.
Ama talebeleri biliyordu.
Birkaçı bir araya geldi.
Ve Alî Hâfız Efendi'ye gittiler.
Bu haberi vereceklerdi.
Ama bir türlü diyemediler.
Alî Hâfız, o talebelere; "Necâtî vefât mı etti? Hepimizin
âkıbeti işte bu. Buna hazırlanalım ki, bundan kurtuluş yoktur?” buyurdu.
Ve oğlunu bizzât yıkadı.
Kendi eliyle kefenledi.
Ve namazını kıldırıp, kabrine defnetti.
● ● ●
Alî Hâfız ile aynı devirde Garip Hâfız isminde bir zât vardı.
O da mübârek bir kişiydi.
Ama bir âdeti vardı.
İkindi vaktine kadar ziyâretçi kabul etmezdi.
Alî Hâfız, birkaç talebesini aldı.
Garip Hâfız’ın ziyâretine gitti.
Vakit ikindiden önce idi.
Evine vardılar.
Kapıda bir talebe vardı.
Alî Hâfız, o talebeye;
"Evlâdım! Garip Hâfız'a geldiğimizi haber ver" dedi.
O talebe;
"O da sizi bekliyor" dedi.
İçeri girip sohbet ettiler.
Ancak orada bulunanlar konuşulanlardan hiçbir şey anlayamadılar. Zîrâ
onlar, kendi derecelerine göre konuşuyorlardı...