Bu dünyada kusursuz eş arayan eşsiz kalır!..
18/10/2019 Cuma Köşe yazarı A.D
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Kadınlarınıza eziyet etmeyin! Onlar,
Allahü teâlânın sizlere emanetidir. Onlara yumuşak olun, iyilik edin!"
Hanımını idare edemeyen erkek, tek kelimeyle acizdir... Dinimizin emir ve
yasaklarına riayet eden bir Müslüman, hanımı ile iyi geçinir... Yeryüzünde
dört dörtlük kadın olmaz. Hepsinin iyi yönü olduğu gibi, kötü yönü de olabilir.
Kadından çok şey beklemek, dîni bilmemenin alametidir...
Kur'an-ı kerimde, insana gelen musibetlerin, günahları sebebiyle geldiği
bildiriliyor. Fudayl bin İyad hazretleri "Eşim huysuzluk yapınca,
dine aykırı bir iş yaptığımı anlardım. Hemen o şeye tövbe edince, eşimin
huysuzluğu da giderdi. Böylece, tövbemin kabul edildiğini de anlardım"
buyurdu. O hâlde erkek, eşiyle iyi geçinmelidir. Eve gelince hanımına selam
verip hatırını sormalı, üzüntü ve sevincine ortak olmalıdır. Çünkü, o
başkalarından ümitsiz ve yalnız kendisine alışmış bulunan dostu, dert ortağı,
kendini neşelendiricisi, çocuklarının yetiştiricisi ve çeşitli ihtiyaçlarının
gidericisidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kadınlarınıza eziyet etmeyin! Onlar, Allahü teâlânın sizlere emanetidir.
Onlara yumuşak olun, iyilik edin!) [Müslim]
Güzel ahlaklı olan iki cihanda da rahat olur... Kusursuz kul olmaz.
Kusursuz arkadaş arayan, arkadaşsız kalır, kusursuz eş arayan bulamaz...
Evde hiçbir şeyi kusurlu bulmamalıdır! Tenkit, münakaşa, bir yuvanın
yıkılmasına veya huzursuz hâle gelmesine sebep olur. Şunu iyi bilmeli ki,
yalnız karı-koca değil, hiç kimse tenkitten hoşlanmaz. Herkes takdir bekler.
Fıtraten kadınlar süse düşkündür, giyimlerine dikkat ederler. Aldığı bir elbise
için "Sana ne kadar da yakışmış" dersek, ne kaybederiz
ki?..
Bilhassa kadınlar, basit şeylere çok dikkat ederler. Bayramlarda, mübarek
gecelerde, evlenme yıl dönümlerinde ufak da olsa bir hediye vermeyi ihmal
etmemelidir!
Büyük İslâm âlimi Hüseyin Hilmi Işık (kuddîse sirrûh) buyurdu ki:
"Hanım, evde hizmetçi değil, sultandır. Hanımını üzmek akıllı insanın
yapacağı iş değildir. Bir Müslüman, hanımını nasıl üzer, aklım almıyor.
Aklı olan karı koca, birbirini üzmez. Hayat arkadaşını üzmek, incitmek,
ahmaklık alametidir. Zalim, huysuz kimsenin eşi, devamlı üzülerek sinirleri
bozulur. Sinir hastası olur. Sinirler bozulunca, çeşitli hastalıklar hasıl
olur. Hayat arkadaşı hasta olan bir eş, mahvolmuş, mutluluğu sona ermiş
demektir. Eşinin hizmet ve yardımlarından mahrum kalmıştır. Ömrü, onun dertlerini
dinlemekle, ona doktor aramakla, ona alışmamış olduğu hizmetleri yapmakla
geçer... Evet, bütün bu felaketlere, bitmeyen sıkıntılara kendi huysuzluğu
sebep olmuştur. Dizlerini dövse de, ne yazık ki bu pişmanlığının faydası
olmaz!.."