“Niçin ağlıyorsun?”
23/03/2024 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Zamânın devlet adamlarından Ebül Fadl adında biri, bir gün
Ebû İshak Kâzerûnî hazretlerini ziyârete gitti.
Şeyh hazretleri, ona;
“Şarabı bırak, tövbe et!” dedi.
Sonra nasîhat etti.
Adam şaşırdı!
Ve cevap verip;
"Bırakamam efendim. Çünkü ben, hükümdârımız
Fahr-ül Mülk'ün şarap arkadaşıyım, o râzı olmaz” dedi.
Kâzerûnî hazretleri;
"Olsun, sen yine de bırak. Eğer hükümdâr ısrâr
ederse beni hâtırla” buyurdu.
O zaman;
“Peki efendim” dedi.
Ve tövbe etti.
Bir müddet sonra hükümdâr, bir ziyâfet tertip edip
devletin ileri gelenleriyle birlikte Ebül Fadl'ı da dâvet etti.
Ziyâfette şarap da vardı.
Ebül Fadl hükümdâra;
“Ben şarabı bıraktım” dedi.
Hükümdâr ise;
“İçeceksin” dedi.
Ebül Fadl, kalbinden Kâzerûnî hazretlerini
düşünüp; "Efendim himmetinizle beni bu sıkıntıdan kurtarın” dedi.
O an bir kedi belirdi.
Birden çıktı ortaya.
Ve masaların üstüne atılıp sürahi, bardak, tabak, ne
varsa hepsini devirip kayboldu.
Şaraplar ve yiyecekler dökülüp saçıldı.
Ebül Fadl ağlıyordu!
Hükümdâr sordu:
“Niçin ağlıyorsun?”
O da bu olanların Kâzerûnî
hazretlerinin bir kerâmeti olduğunu anlatınca, hepsi insafa geldi. Onlar da
şarabı bıraktılar ve Kâzerûnî hazretlerinin huzûrunda tövbe
edip talebesi oldular.