Namazda ayakta duramayan kimse...

23/12/2020 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü

Ayakta durunca başı dönen kimse, farzları da oturarak kılar.

 

Sual: Ayakta duramayan veya ayakta durmakta zorluk çeken bir kimse, namazlarını ne şekilde ve nasıl kılabilir?

Cevap: Namazda ayakta duramayan veya ayakta durunca zarar gören, başı dönen kimse, farzları da, secde ettiği yerde oturarak kılar. Rüku için eğilir, secde için, başını yere koyar. Duvara, direğe, insana dayanarak, biraz ayakta durabilenin, ayakta tekbir alması ve o kadarcık ayakta okuması farzdır. Secde için yere eğilemeyen hasta, önceden yere konulan, 25 cm.den az yükseklikte sert bir şey üzerine secde yapmalıdır. Alnında yara olan, yalnız burnu, burnunda yara olan da, yalnız alnı ile secde eder. Alnında ve burnunda birlikte özür olup başını yere veya sert bir şey üzerine koyamayan, ayakta durabilse bile, yere oturarak imâ ile kılar. Yani rüku için biraz eğilir, secde için de, rükudan daha çok eğilir. Secde için, kendisi veya başkası, yerden bir şey kaldırıp, yüzünü bunun üstüne koyması tahrimen mekruhtur. Çünkü Feth-ul-kadîr, Merâkıl-felâh, Halebî ve Mecma'ul-enhürde diyor ki:

“Resûlullah Efendimiz bir hastayı ziyaret etti. Bunun, eli ile yastık kaldırıp, üzerine secde ettiğini görünce, yastığı aldı. Hasta, odun kaldırarak bunun üstüne secde etti. Odunu da aldı ve; (Gücün yeterse, yere secde et! Yere eğilemezsen, yüzüne bir şey kaldırıp, bunun üzerine secde etme! İmâ ederek kıl ve secdede, rükudan daha çok eğil!) buyurdu. Kaldırılan şey üzerine secde ederken, rükudakilerden çok eğilirse, imâ ile kılmış olur, namazı sahih olur.”

Sual: Gayr-i müslimlerin ibadetlerini onlar gibi yapmak, Müslümanın imanını giderir mi?

Cevap: Kâfirlerin ibadetlerini, ibadet olarak yapmak, mesela kiliselerinde çaldıkları org gibi çalgıları ve çanları camilerde çalmak ve İslamiyetin kâfirlik alameti saydığı şeyleri, zaruret, cebir, zorlama olmadan kullanmak küfür olur, imanı giderir. Birgivî vasiyetnâmesinde; “Kâfirlerin ibadet olarak yaptıklarını yapan ve kullanan kâfir olur” denmektedir.

Sual: Zekât olarak verilecek mal, mutlaka fakire teslim edilmeli midir?

Cevap: Zekât vermek, malı Müslüman fakire temlik etmekle olur. Yani, malı fakirin eline vermek lazımdır. Îzâh kitabında; “Çocuğa, deliye verilecek zekât, babasına veya velisi olan akrabasına veya vasîsine verilir” denmektedir.