İslamiyet, bütün iyilikleri kendinde toplamıştır...
26/05/2024 Pazar Köşe yazarı S.K
Bütün faydalı şeyler, İslamiyet’in içindedir. Bütün saadetler,
muvaffakiyetler ondadır; tembelliği, boş vakit geçirmeyi ret ve meneder.
Büyük İslam âlimi Seyyid Abdülhakim Arvasi rahmetullahi aleyh, İslamiyet hakkında şöyle buyurmaktadır:
İslam dini, Allahü teâlânın, Cebrail ismindeki
melek vâsıtası ile, sevgili Peygamberi Muhammed aleyhisselâma gönderdiği,
insanların, dünyada ve ahirette rahat ve mesut olmalarını sağlayan usûl ve
kaidelerdir. Bütün üstünlükler, faydalı şeyler, İslamiyet’in içindedir. Eski
dinlerin, görünür, görünmez bütün iyiliklerini, İslamiyet, kendinde
toplamıştır. Bütün saadetler, muvaffakiyetler ondadır. Yanılmayan, şaşırmayan
akılların kabul edeceği esaslardan ve ahlaktan ibarettir. Yaratılışında
kusursuz olanlar, onu reddetmez ve nefret etmez. İslamiyet’in içinde hiçbir
zarar yoktur. İslamiyet’in dışında hiçbir menfaat yoktur ve olamaz.
İslamiyet, insanların birbirlerini sevmelerini,
yardımlaşmalarını, kardeşçe yaşamalarını; memleketleri imarı, insanları ruhen
ve bedenen rahata kavuşturmayı emreylemekte, Allahü teâlânın emirlerine uymayı
ve yarattıklarına merhameti, vatanını sevmeyi istemektedir. Nefsin
temizlenmesini temin etmekte, kötü huyları, iyi huylardan ayırmaktadır. İyi
huylu olmayı emredip, kötü huyları, şiddetle ret ve yasak
eder. İnsanlarla iyi geçinmeyi, her cihetten iffeti ve hayâyı emreder.
Sıhhatine çok ehemmiyet vermeyi emreder.
Tembelliği, boş vakit geçirmeyi ret ve meneder.
Ziraatı, ticareti ve sanatı, kati olarak emreder. İlme, fenne, tekniğe,
endüstriye, lâyık olduğu üzere ehemmiyet verir. İnsanların yardımlaşmasını,
birbirlerine hizmet etmesini ehemmiyet ile istemektedir. Dîni, vatanı, mezhebi
ve inanışı başka olanların, canlarını, mallarını ve namuslarını korumayı
emreder, bunlara saldırmayı, kesinlikle meneder. Herkese karşı bir hak ve
mesuliyet gözetmektedir. (Se’âdet-i dâreyni), yani dünya ve ahiret saadetini
sağlar.
Başka dinler, böyle değildir. Başka dinlerin hepsi
bozulmuş, ilâhî hükümler yerine, insan kafasından çıkan fikirler, düşünceler
yer almıştır. Bunun için değiştirilmiş ve hükümleri kalmamıştır. İlerleyen,
değişen hayat karşısında, şekiller ve ölü kelimeler hâlinde kalmışlardır. Allahü
teâlâ, İslam dinini, hayatın yürümesini, ihtiyaçların değişmesini karşılayacak,
terakkileri, gelişmeleri, ilerlemeleri sağlayacak esaslar üzerine kurmuştur. Ve
kıyamete kadar koruyacağını vadetmiştir. İslamiyet’e, Orta Çağ'ın ihtiyaçları
üzerine kurulmuş, değişmez hükümlerdir demek, İslam dinine iftira etmektir.
[İslâm dini, ırk, milliyet, siyasi
inanç, lisan ve tahsil seviyesi ayırt etmeksizin, her insanın şeref ve
itibarına hürmet ettiği için, büyük başarı sağlamaktadır. Yeryüzünde her geçen
gün Müslümanların sayısı büyük bir hızla artmaktadır, elhamdülillah…]