Dinleyeni sıkacak kadar uzun konuşmamalıdır!
12/09/2019 Perşembe Köşe yazarı V.T
Resûl-i ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) konuşmalarında Eshâbın
sıkılmamasına riâyet ederdi.
Şemsüddîn Megûşî hazretleri Mâlikî mezhebi fıkıh ve hadîs âlimidir.
Tunus’ta doğdu. Kanunî Sultan Süleymân Hân onu İstanbul’a davet etti.
İstanbul’daki âlimler arasında meşhur oldu. Daha sonra, Mısır’a gitmek için
izin istedi. 947 (m. 1540)’da Kâhire’de vefât etti.
Bu mübarek zat, bir dersinde buyurdu ki:
Nasihat eden bir âlimin, isyan eden birini itaat eder hâle çevirmesi,
Allahü teâlâya insanların ve cinnîlerin ibâdetlerinden sevgili gelir. Zira
Allahü teâlânın bir kimseye onun sebebi ile hidâyet etmesi, Güneş ve Ay’ın
üzerine doğduğu şeyden, yani dünyâdan hayırlıdır. Nasihat verici din
hocasının alameti, Hak teâlâdan hayâ ederek halktan tamahı kesip,
öğretmede fakirlere daha yakın ve daha yumuşak davranması, talebeye tevâzu ve
şefkat üzere olmasıdır.
Hoca talebesine önce dünyâda ve âhırette en çok ihtiyâcı olacak şeyleri
öğretmelidir. Çünkü ilim, hikmet, cevherlerden kıymetlidir, ilmi ve hikmeti kötü
görenler, domuzdan daha zararlıdır, ilmi ehlinden saklamak da zulümdür. Âlim
her sınıf insan ile, onların akıllarının erdiği, zihinlerinin idrâk ettiği
şekilde konuşmalıdır. Âlimin, hakîkati hakkıyla anlatması lâzımdır.
Karşısındakinin anlıyacağı gibi anlatmazsa inatçı olan bunu hemen yalanlar,
zeki olmayan da gevşeklik gösterir veya yanlış anlar. O zamanda büyük bir fitne
meydana gelmiş olur.
Bu sebeple âlim, karşısındakilere, onların akıllarında kalacak şekilde ve
mühim şeyleri anlatmalıdır. Mağrur câhillere ruhsatlardan bahsetmemeli, dini,
zorlaştıracak şekilde de anlatmamalıdır. Çünkü o zaman yeise, ümidsizliğe
düşerler. Hazreti Ali’nin rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte “İnsanlara Allahü
teâlânın rahmetinden ümid kestiren ve azâbından emîn kılan fakîh, gerçek fakîh
değildir” buyuruldu. Vaazlarda sözü genişletmemeli, çeşitli yönlere
saparak sözü sağa, sola götürmemelidir. Hadîs-i şerîfte “Sözü çok edebiyat
yaparak söylemek şeytandandır” buyuruldu.
Dinleyicileri sıkacak kadar çok uzun konuşmamalıdır. Zira Resûl-i ekrem
(sallallahü aleyhi ve sellem) konuşmalarında Eshâbın sıkılmamasına riâyet
ederdi. Dinleyicilerin sıkıldığını hissedince hemen sözü kesmelidir. Dinî
bilgileri, ahkâmı, duyduğu şekilde arttırmadan ve azaltmadan bildirmelidir.
Zira bu dinî bilgiler, Allahü teâlâdan indirilmiş vahiylerin naklidir.