“Bu, cennet kokusudur...”
16/01/2023 Pazartesi Köşe yazarı A.U
İbrâhim Gülşenî hazretlerinin
oğlu Ahmed
Hayâlî, babasından otuz yedi sene sonra vefât etti.
İbrâhim Gülşenî'nin türbesine defnedildi.
Kabrini kazıyorlardı.
Güzel bir koku yayıldı.
Gönül ehli olanlar;
“Bu koku
Cennet kokusudur” dediler.
Birisi o kabre indi.
Çıkıp şöyle anlattı:
İbrâhim Gülşenî'nin kabrini açtım.
Aradan (otuz yedi) sene
geçmesine rağmen cesedi, gömüldüğü gibi taptâze duruyordu.
Selâm verdim.
“Aleyke
selâmullah!” diye cevap verdi.
Ahmed Hayâlî'nin cesedini kabre koyup çıktım.
Üzerimdeki bütün yorgunluk gitmişti.
● ● ●
İbrâhim
Gülşenî hazretlerine bir gün talebeleri;
"Efendim, kabirdeki ölülerin azap veyâ nîmet içinde
oldukları bilinir mi?" diye sordular.
“Bilinir” buyurdu.
Ve şöyle anlattı:
Allahü teâlânın sevdiklerinden biri, bir kabre uğradığında,
kabirdekinin azap içinde olduğunu gördü.
Aradan bir müddet geçti.
Tekrar aynı kabristana geldi.
O kabre uğradı.
Ve teveccüh etti.
Önce gördüğü azâbın kaldırılmış olduğunu gördü.
Hayret ederek düşünceye daldı!
O anda gâipten “can kulağı”na bir hitap geldi.
Merak edip dinledi.
“Bu mevtânın küçük bir çocuğu vardı, annesi onu Kur’ân-ı kerîm öğrenmeye gönderdi. Çocuk Besmele’yi öğrenince babasının azâbı kaldırıldı” diyordu.