Haram işlemekte olanı söz ile menetmelidir!
18/01/2023 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Şerefüddîn Dâvûd-i Kayserî hazretleri Osmanlı Devletinin kuruluş
döneminde yetişen âlim ve velîlerdendir. 1261’de (H.659) Kayseri'de doğdu. İlk
önce Kayseri ve çevresinde ilim tahsîl etti. Sonra Mısır'a gitti. Kâhire'de
hadîs-i şerîf, tefsir ve diğer aklî ve naklî ilimleri tahsîl etti. Bu sırada
İznik'i fetheden Osmanlı Sultânı Orhan Gâzi ilk olarak yaptırdığı Orhâniye
Medresesine Dâvûd-i Kayserî'yi müderris tâyin etti. 1350 (H.751) yılında
İznik'te vefât etti.
Bu mübarek zat, bir dersinde şunları anlattı:
Farzın yapılmasını, haramdan sakınılmasını emretmek, farz-ı
kifâyedir. Sünnetin yapılmasını emir, mekruhtan nehyetmek, sünnettir. Haram
işlemekte olan, el ile menedilmez. Söz ile menedilir. Yâni, kötülüğü, zararı
anlatılır. Haram işlemeye hazırlanan, el ile menedilir. Söz ile, el ile
nehyederken, fitne, zarar çıkarmamak lâzımdır. Nehyin faydalı olacağını önceden
bilmek lâzımdır. Zann-ı gâlib, yâni çok zannetmek de, bilmek demektir.
Hubb-u fillah, buğd-u fillah olmayınca, yapılan ibâdetlerin
faydası olmaz. Emr-i mâruf özürsüz terk edilirse, duâlar kabûl olmaz. Hayır ve
bereket kalmaz. Cihâdda ve müşkil işlerde zafer nasip olmaz. Gizli işlenen günah,
bunu işleyene zarar verir. Açıkça işlenirse, herkese zararı dokunur. Bir
kimsenin kötülemesi ile, bir insanı kötü bilmemelidir. Bir kimsenin kötülemesi
gıybet olur. Bunu dinlemek de haram olur. Bir insanın fâsık olduğu, iki âdil
şâhidin, bunun bir münker işlediğini gördüklerini bildirmeleri ile veya kendi
tecrübesi ile anlaşılır. Günah işleyeni görüp de, gücü, kudreti olduğu hâlde,
neh etmemek, (Müdâhene) olur.
Müdâhene edenlerin, kabirden maymûn ve hınzır şeklinde kalkacakları, hadis-i
şerifte bildirilmiştir.
Emr-i mâruf yapanı, arkadaşları sevmez. Müdâhene yapanı severler. Zâlim olan hükûmet adamlarına söz ile emr-i mâruf yapmak, cihâdın en kıymetlisidir. Nasihat vermeye gücü yetmezse, kalbi ile reddetmek de cihâd olur. Devlet adamları el ile, âlimler söz ile, diğer Müslümanlar kalb ile emr-i mâruf yapar. Emr-i mârufu Allah rızası için yapmak ve söylediğinin kitaptan vesikasını bilmek ve fitneye sebep olmamak lâzımdır. Sözünün faydası olmayacağını ve fitne çıkmasına sebep olacağını bilen kimsenin emr-i mâruf yapması vâcib olmaz. Hattâ, bâzen haram olur. Böyle zamanda, fitneye sebep olmamak için, evinden çıkmamalıdır.