"Adını bağışlar mısın?"
28/03/2021 Pazar Köşe yazarı A.U
Efendimiz hayâtta iken Eshâb-ı kirâm’a; “Şu hırkamı Üveys-i
Karnî'ye veriniz!" buyurdu.
Aradan yıllar geçti.
Hazret-i Alî ile Hazret-i Ömer, o hırkayı alıp Yemen'e gittiler.
Ve birilerine sordular ki:
"Biz Üveys diye birini arıyoruz."
Onlar dediler ki:
"O, şu tepenin ardında deve güder."
Onu bulup selâm verdiler:
"Selâmün aleyküm ey çoban!”
"Aleyküm selâm, buyurun.”
"Adını bağışlar mısın?"
"Allah'ın bir kulu.”
"Hepimiz Allahın kuluyuz.
Halk seni ne diye çağırır?"
"Bana (Üveys) derler.”
"Yâ Üveys! Resûlullahın selâmları var. Mübârek hırkasını sana
gönderdiler ve (Bu hırkayı giysin, ümmetime duâ etsin!) buyurdular."
Hazret-i Üveys;
"Bu şerefli emânet bana değil, başkasına âittir" dedi.
"Hayır yâ Üveys!” dediler.
Aradığımız kimse sensin"
O zaman (hırka-i şerîfi) aldı.
Öpüp kokladı ve secdeye kapanıp;
"Yâ ilâhî! Bu hırka hürmetine ümmet-i Muhammed’in günahlarını
affet" diye yalvardı,
Secde uzun sürünce merak ettiler.
"Yâ Üveys!" diye seslendiler.
Üveys secdeden kalkıp;
"Keşke az daha bekleseydiniz. Zîrâ Rabbim, bu ümmetin tamâmını affediyordu. Ama siz çağırınca, bir kısmı kaldı" dedi.