Nazar boncuğu takmak, şirk olan bir hurafe midir?
Nazar boncuğu şirk mi?
CEVAP
Nazar boncuğu takmaya şirk veya hurafe diyenler, vehhabilerle onların
tesiri altında kalan kimselerdir.
Nazar boncuğu, bizzat kendisi nazarı önlemez. Nazarı önleyen Allahü teâlâdır.
Bakan kimse, önce bunları görünce, gözlerinden çıkan zararlı şualar bunlara
isabet eder. Böylece, nazar boncuğunu takan kimse kötü nazarlardan korunmuş
olur. İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:
Temime boncuk demektir ki, Araplar onları çocuklarına takarlar, onlarla
çocuklarından, nazarı, kötü bakışları uzaklaştırdığını sanırlardı. İslamiyet
bunu kaldırmıştır. Onlar temimenin kendisinin deva ve şifa kaynağı olduğuna
inanıyorlardı. Hatta bunları Allah’a ortak koştular; çünkü onlar temimelerle,
kendileri hakkında yazılmış kaderlerin değişip yok olmasını beklerlerdi. (İbni
Esir)
Temime, cahiliye devrinde, boyna veya ellere asılan bir ip olup, bunu
kendilerinden zararı uzaklaştırmak için yapıyorlardı. İslamiyet bunu
yasaklamıştır. (Zeylai)
Haniye kitabında, (Ekili tarlalara, karpuz tarlalarının içerisine
korkuluk dikmekte, beis yoktur) denilmektedir. Bunları gözlerin yani kötü
nazarın def’i için yapıyorlar; çünkü kötü nazar haktır, mala, insana, hayvana
isabet eder. Bir kadın, tarladaki ürüne nazar değmemesi için ne yapacağını
sorunca, Resulullah efendimiz, (Tarlaya hayvan kafası as) buyurur.
Kötü bakışlı kimse tarlaya baktığında, önce bakışı o dikilen kuru kafaların
üzerine düşer; çünkü yüksekte olup, ilk görünen odur. Ondan sonra bakışı
tarlaya düşer ki, artık bu zarar vermez. (Redd-ül-muhtar)
İbni Abidin hazretleri, caiz olmayan temimeyi bildirdikten sonra, nazar
değmemesi için tarlaya kemik, hayvan kafası koymak caiz olduğunu
bildirmektedir. Bakan kimse, önce bunu görüp, tarlayı sonra görür. Mavi boncuk
ve başka şeyleri bu niyetle taşımanın temime olmayacağı, caiz olacağı buradan
anlaşılmaktadır. (S. Ebediyye)
Hayvan kafasıyla nazar boncuğu arasında fark yoktur. İkisi de nazarı önlemez;
fakat ilk bakınca, nazar bunlara gelir, sonra başka yere bakılsa da zararı
olmaz. Bizzat hayvan kafası ve nazar boncuğu nazarı önler diye itikat etmek caiz
olmaz. Bunlar nazarı önlemeye sebep oluyor. Bunu da bizzat Resulallah efendimiz
tavsiye ediyor. Resulullah efendimizin bu emrine şirk diyenler, (Şefaat
ya Resulallah) demeye de şirk diyorlar. Vehhabilerin veya onların
etkisinde kalanların sözlerine itibar etmemelidir.
Tütsü yakmak
Sual: (Tütsü yakmak bâtıl bir inançtır. Tütsü son 15 yıldır bizim
ülkemizde yaygınlaştı. Budizm inancında vardır. Ayrıca, tütsü yakılan eve
cinler musallat olur) diyenler oluyor. Bunlar doğru mudur?
CEVAP
Tütsü yakmakla cinler musallat olmaz. Böyle söylemek hurafedir. Tütsülemek,
kötü kokuyu yok etmek için yapılır. Budistler de yapsa, tütsü yakmak günah
olmaz. Din kitaplarımızda deniyor ki:
Nazar değen çocuklara tütsü yapmak caizdir. (Fetava-i Hindiyye)
Cenaze, örtülü olarak, tütsülenerek yıkanır. (Redd-ül-muhtar)
Nimet-i İslam kitabında da, cenazeyi tütsülemenin müstehab olduğu
yazılıdır.
Bu konudaki birkaç hadis-i şerif de şöyledir:
(Mescid kapılarının önünde temizlik yerleri yapın! Cuma günleri böyle
yerleri tütsüleyin!) [İbni Mace, Taberanî]
(Oruçlu ziyaretçinin hediyesi sakalına koku sürünmek, elbisesini
tütsülemektir.) [Beyhekî]
(Meleklerin hediyeleri, camilere tütsü koymaktır.) [Ebu-ş-şeyh]
Resulullah öd ağacıyla tütsülenir, ona bazen kâfur da katardı. (Müslim)
Ebu Davud’daki bir hadis-i şerifte de, hazret-i Fatıma’nın tütsü yaptığı
bildiriliyor.