Cennetin yolu dünyadan geçer!..
02/06/2022 Perşembe Köşe yazarı S.A
M. Said Arvas Hocadan Hatıralar...
Dünyaya gelmeden
Cennete girmek insanlar için mümkün değildir. Dünyadaki nimetler fânidir. Fakat
ebedî nimetleri kazandırır...
Dünya imtihan yeridir.
Buraya onun için geldik. Bundan dolayıdır ki; dünyanın kendisi de içindeki
nimetleri de, bir taraftan iyi olsa bile diğer taraftan kötüdür. Kullanmaya
bağlıdır.
İnsanlar, çok uzun
ömürlü olmak isterler, bunun için çaba sarf eder, dua ederler. Hayat şartları
ne kadar sıkıntılı da olsa hepimiz yaşamaktan memnunuz.
Dinimiz de uzun ömürlü
olmayı nimet kabul ediyor. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: "İnsanların
en hayırlısı ömrü uzun, ameli salih olandır!"
Güzel yaşanmaz ise,
uzun ömür felâkettir! O da Hadis-i şerifte şöyle açıklanmıştır: "İnsanların
en kötüsü ömrü uzun ameli kötü olandır!" Kötü hayat yaşayan kişi
hayatta kaldıkça günâhlarını artırır. Başta kendisine, akrabalarına ve
milletine zarar verir. Böylelerinin kısa ömürlü olmaları her bakımdan daha
iyidir.
Dünyanın kendisi de
bir bakıma kötüdür. İçindekilerini aldatmış, ahiretini unutturmuş, cehenneme
giden bir yol haline getirmişse felâkettir...
Dünyanın güzel
tarafları da çoktur. Peygamberlerin namaz kıldıkları, ibadet ettikleri yerdir.
Meleklerin ziyaret ettikleri mekânlardır... Rabbimizi burada tanıyor,
O'na yalvarmanın tadını burada alıyoruz...
Hazreti Ali
radıyallâhü anh buyuruyor ki: "Çocuk iken ölüp, cennetin en yüksek
makamlarına çıkmayı istemem. O zaman Rabbimi tanımamış olurdum!"
Mekhuli Dımışki de,
bir arkadaşına soruyor: "Cenneti seviyor musun?" O
da "Kim sevmez ki?" diye cevap verince "Öyle
ise ölümü de sevmelisin, çünkü ölmeden cennete girilmez. Cennetin yolu ölümden
geçer" buyuruyor...
Cennetin yolu dünyadan
geçer. Dünyaya gelmeden Cennete girmek insanlar için mümkün değildir.
Dünyadaki nimetler
geçicidir, fânidir. Fakat ebedî nimetleri kazandırır. Onun için de çok
kıymetlidir.
Bütün dünyaya hâkim
olanlardan biri de Süleyman aleyhisselamdır. Hiç kimseye nasip olmayan saltanat
ona verilmişti. İnsanlar, cinler, hayvanlar, rüzgâr hep onun emrinde idi. Bir
gün bir yerden gelirken insanlar sağ tarafında ona refakat ediyor, cinler sol
tarafında... Güneşten rahatsız olmasın diye kuşlar kanat germişler, öylece yol
alırken bir adama rastlarlar. Adam ona der ki:
-Ey Davud'un oğlu!
Cenab-ı Hak sana ne büyük saltanat ihsan etmiş, hiç kimseye vermediğini sana
vermiş.
Süleyman aleyhisselam
şöyle cevap verir:
-Bize verilen bu
saltanat bir 'sübhanallâh' demek kadar kıymetli değildir. Çünkü bu saltanat
geçicidir. 'Sübhanallâh' demek ise kalıcıdır. Hiç geçici ve fani olan şeylerle,
ebedî ve kalıcı şeyler mukayese edilebilir mi?..
İbrahim aleyhisselam
da; "Ben batan şeyleri sevmem" buyurmuştur.
Gerçekten de Süleyman aleyhisselamın saltanatı geçici idi ve bitti. Ne güzel
demişler:
"Seyretti hava üzre denir taht-ı Süleyman,/Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde!.."