“Yâ Resûlallah! Bize de şefaat edecek misiniz?”
08/09/2021 Çarşamba Köşe yazarı V.T
“Şefaatim, ümmetimden
Allaha hiçbir şeyi ortak koşmadan ölenleredir. Sizler de şahit olunuz!”
Kasım bin Fazl
es-Sekafî hazretleri hadis âlimidir. 397’de (m. 1006) İran’da İsfahan’da
doğdu. İlk eğitimine İsfahan’da başladı. Hadis tahsili için Bağdad, Şam ve
Haleb’e gitti. Memleketine dönerek talebe yetiştirdi. 489’da (m. 1096) vefat
etti. “es-Sekafiyyat” adlı hadis kitabı vardır. Bu eserdeki bazı hadis-i
şerifler:
Avf bin Mâlik
(radıyallahü anh) anlattı: Bir gece Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve
sellem), bize bir yerde durup dinlenmemizi emir buyurdular. Herkes devesini
çöktürdü. Gece bir müddet sonra dikkat ettiğim hâlde, Resûlullahı göremeyince
telâşlandım. Aramaya başladım. Sağa sola bakarak gidiyordum. Muâz bin Cebel ve
Ebû Mûsâ’nın da aynı telâşa kapıldıklarını gördüm. Bu şekilde baka baka
dolaşırken, vadinin üst taraflarından, değirmen uğultusuna benzer bir ses
geldiğini işittik. Daha sonra Peygamberimizi görüp telâşımızı anlatınca,
buyurdular ki:
“Geceleyin Rabbimin
katından gelen bir melek, ümmetime şefaat etmekle, onların yarısının Cennete
girmesini kabul etmek arasında beni muhayyer bıraktı. Ben de şefaat etmeyi
tercih ettim.”
Resûlullah efendimiz
böyle buyurunca ben, “Yâ Resûlallah! Acaba bize de şefaat edecek misiniz?” diye
sordum. Peygamber efendimiz “Elbette, sizler de şefaat edeceğim
kimselerdensiniz” buyurdular. Daha sonra, Peygamber efendimizle birlikte
kervanın yanına geldik. Onlar da Peygamber efendimizin kaybolmasından endişeye
kapılmışlardı. Resûlullah “Bana Rabbimden bir melek geldi. Ümmetimin
yarısını Cennete sokmakla, onlara şefaat etmem arasında beni muhayyer bıraktı. Ben
de ümmetime şefaat etmeyi tercih ettim” buyurdu. Onlar da Peygamber
efendimize, “Yâ Resûlallah! Acaba biz de şefaat edeceklerinin arasında var
mıyız?” diye sordular. Resûlullah, Eshâbının etrâfına toplanmalarını beklediler
ve buyurdular ki:
“Şefaatim, ümmetimden
Allaha hiçbir şeyi ortak koşmadan ölenleredir. Sizler de şahit olunuz!”
Ka’b bin Adiy
(radıyallahü anh) anlattı:
Hire heyeti ile beraber Resûlullaha gelmiştik. Bize İslâmiyeti anlattı. Müslüman olduk ve memleketimize döndük. Çok geçmeden Peygamber efendimizin vefât haberi geldi. Bu haber arkadaşlarımı şüpheye düşürdü. “Eğer o, Peygamber olsaydı, ölmezdi” dediler. Ben, onların yanlış düşündüklerini anlatıp, “Ondan önce gelen peygamberler de ölmüştür” diyerek, İslâmiyetten ayrılmadım. Daha sonra Medine’ye gitmeye karar verdim. Hazreti Ebû Bekr’in yanına gelerek hâdiseyi anlattım...