Cuma namazına dâir... -1-
13/09/2021 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Resûlullah Efendimiz,
ilk Cuma namazını, hicret esnâsında “Rânûnâ” vadisinde
bulunan “Mescid-i Cuma”da kılmıştır...
Geçen haftaki 2
makâlemizde, Cuma namazının farzları, Cuma namazı kaç rek’attir ve nasıl
kılınır konularını ele almıştık. Bugün ve yarın inşâallah, Cuma namazına dâir
diğer bazı meseleler üzerinde durmak istiyoruz.
1- Resûlullah
Efendimiz, ilk Cuma namazını, Medîne-i münevvereye giderken, hicret
esnâsında Kubâ’da birkaç gün konakladıktan sonra, Medîne ile Kubâ arasında “Rânûnâ” vadisinde
bulunan “Mescid-i Cuma” isimli câmide kılmıştır.
2- Cuma günü
ezândan önce, salâ okumak, câiz midir?
Melik Nâsır bin
Mensûr, hicrî 700 yılında, Cuma Ezânından önce, minârelerde salât ü selâm
okuttu. (Mir’âtül- haremeyn)
Bu târihten sonra
gelen âlimler, buna bir şey demedikleri için, Cuma günü salât
okunmasına bid’at denilmez. Cenâze olduğunu bildirmek için, salât
okumak ise, bid’attir. (Seâdet-i Ebediyye)
3- “Cuma
geceleri evde helva yapıp kokutmalı, rûhlar kokusuna gelir” sözü uydurmadır.
4- Câmide,
Cuma akşamları, cemâate istiğfar ettirmek uygun olur mu?
Cemâate öğretmek
niyetiyle yapılması uygundur.
5- Cuma günü,
dışarıda minârede okunan Ezândan başka, Câmi içinde ikinci bir Ezân daha
okunmaktadır. Câmi içinde Ezân okunmasını Peygamber Efendimiz emretmiştir.
Birinci ezânı ise Hazret-i Osmân emretmiştir. Hulefâ-i râşidînin
sünneti, Peygamber Efendimizin sünneti demektir.
Resûlullah ile
Hazret-i Ebû Bekir ve Hazret-i Ömer’in devirlerinde Cuma günü, ilk ezân, imâm
minbere çıkıp oturduğu zamanda idi. Hazret-i Osmân Halîfe olup, insanlar
çoğalınca, dışarıda birinci ezânın okunmasını emretti. (Tâc)
Hazret-i Osmân,
Hulefâ-i râşidîndendir. Onun sünneti de, dînde senettir.
Bir hadîs-i şerîf
meâli şöyledir: “Benden sonra ihtilâflar çıkacaktır. İşte o zaman sünnetime
ve Hulefâ-i râşidînin sünnetine uyun! Onlara, azı dişinizle ısırır gibi sımsıkı
sarılınız.” [Tirmizî]
6- Cuma
namazında iç Ezânı, cemâatin tekrârlaması lâzım değildir, sâdece
dinlemeleri lâzımdır; bu Ezânı tekrârlamazlar.
7- İmâmın,
Cuma namazının ilk sünnetini, Minberin sağ yanında kılması sünnettir. (Seâdet-i
Ebediyye)
8- Eshâb-ı
kirâm ve Tâbiîn-i ızâm, bid’at işlememek için, Asya ve Afrika’da, hutbeleri hep
Arabî okudular. Hâlbuki, dinleyenler Arabî bilmiyorlardı.
Bunun için, Osmânlı
âlimleri, 600 yıldır, hutbelerin, kabûl olmayacağını bildikleri için, Türkçe
okunmasına izin vermediler. Cuma vaazları koydular. Vâizler, bu vaazlarda,
namazdan önce veya sonra, hutbenin manâsını anlatırlardı. Hutbe böylece
öğrenilirdi.
Seyyid, allâme,
Muhammed Emîn İbn-i Âbidin hazretleri, “Hutbeyi, Arabîden başka dil ile
okumak, başka dil ile iftitâh tekbîri almak gibi tahrîmen mekruhtur” buyurmuştur.
Hindistan âlimlerinden
Muhammed Viltori (rahimehullah) da, “Hutbelerin bir kısmını bile,
Arabîden başka dil ile okumak bid'attir” buyurdu. (El-edille)
9- Bazı imâmlar
hutbeyi kılıçla okuyorlar. Böyle bir şey var mıdır?
Evet, Mekke ve Bursa gibi, savaşla alınan şehirlerde, imâm, minbere çıkarken sol eline kılıç alır. Kılıca dayanarak okur. (Seâdet-i Ebediyye)