"Tek çâre; Onu öldürmek!.."
06/09/2021 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Ebû Cehil kâfiri,
Resûlullah Efendimiz için yandaşlarına dedi ki:
"Tek çâremiz var
arkadaşlar.
Onu, hemence
öldürmeliyiz!.."
Öbürleri şaşırdılar.
Ve şaşkınlık içinde;
"Öldürmek
mi?" dediler.
Ebû Cehil;
"Evet arkadaşlar, dedi.
Çünkü o, tanrılarımızı
kötülüyor.
Üstelik de, dînimize
(bâtıl) diyor.
Onu öldürmemiz şart
oldu artık!
Kim öldürürse, ona
mükâfât var!.."
"Nasıl bir
mükâfât?" dediler.
Ebû Cehil dedi ki:
"Yüz kızıl tüylü
deve, ayrıca altın ve gümüş. Servete boğacağım o bahadırı!”
Bir sessizlik sardı
ortalığı.
Herkes birbirine
bakıyordu.
Bu, fevkalâde zor bir
işti.
Hattâ imkânsızdı.
Çünkü Onun ölümüyle
Kureyş ikiye bölünecek ve kan dâvâları başlayacaktı.
O arada biri ayağa
fırladı.
Ve Ebû Cehil’e dönüp;
"O dediğin işi
ancak Hattâboğlu yapabilir!" diye kükredi.
Bütün gözler ona
çevrildi.
Ona hayrânlıkla
baktılar.
Ve sevinç
içinde; "Yaşa yâ Ömer! Bu işi ancak sen becerirsin" dediler.
Hattâ teşvîk ettiler.
Kışkırttılar.
Ve bir alkış tûfânı
koptu.
Ömer'in câhiliyet
damarı kabarmıştı.
Kılıcını kavradığı
gibi düştü yollara.
Onu öldürmek için
gitti.
Ama "Âşık" olarak geri döndü...