İhtiyacı olana kan vermek
09/09/2021 Perşembe Köşe yazarı O.Ü
“İslam dini, sıhhati
korumayı emretmektedir. Hastaya kan vermek, insani vazifedir."
Sual: Kanamalı, acil
kana ihtiyacı olan bir hastaya, bir başkasının kendi kanından, o hastaya
vermesinin dinen bir mahzuru var mıdır?
Cevap: Konu ile alakalı
olarak Dürr-ül-muhtârda deniyor ki:
“Zaruret olmadıkça
insanın bir parçasını kullanmak haramdır. Kullanması harâm olan şeyi ilaç
olarak yemek ve içmek de caiz değildir.” İbni Âbidînde burası şöyle
açıklanmaktadır:
“Kullanılması haram
olan şey, tahir yani temiz olsun, necis yani pis olsun, ilaç olarak kullanmak
haramdır. Fakat, hastalığa iyi geleceği bilinir ise ve ondan başka ilaç yoksa,
kullanılmasına izin verilmiştir.”
Ölüm tehlikesi olduğu
ve başka çare bulunmadığı zaman, kadına ve erkeğe kan vermek caiz olur.
Müslüman kanı tercih edilmelidir. Libya müftisi, Şeyh Tâhir-üz-Zâvî, fetvâsında
diyor ki:
“İslam dini, sıhhati
korumayı ve bedenin selametini emretmektedir. Hastaya kan vermek, insani
vazifedir. Çünkü, hayatı korumak, bazan kan verilmesine bağlı olmaktadır. Kan
vermek, süt kardeşliğine sebep olmaz, nikâhı bozmaz.” Bu fetva,
Hedy-ül-islâmî’de yazılıdır.
Sual: Bir kadının sütü
ile pişirilmiş yemeği, başka bir çocuğa yedirmekle, o çocuk o kadının süt
çocuğu olur mu?
Cevap: İhtikan, yani
kadın sütü ile lavman yapılmakla süt çocuğu olmaz. Kadın sütü ile pişmiş yemeği
yemekle de, süt çocuğu olmaz. Pişmemiş ise, yarıdan çok olunca, süt çocuğu
olur. İmâm-ı Şâfii hazretleri, süt yarıdan az olunca da, süt çocuğu olur
buyurdu. Kadının sütü, çocuğun burnuna damlatılırsa, süt çocuğu olur. Ölünün ve
dokuz yaşına gelmiş kızın sütü ile de süt çocuğu olur.
Sual: Güzel, nefis
kumaşlardan yapılan elbiseler giymenin dinen bir mahzuru var mıdır?
Cevap: Dürr-ül-muhtâr,
Tahtâvî ve İbni Âbidîn hâşiyelerinde deniyor ki:
“Tecemmül etmek, yani
en güzel elbise giymek müstehabdır. Helal şeylerle ziynetlenmek mubahtır.
İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe hazretleri dörtyüz altın kıymetinde cübbe giyerdi.
Talebelerine güzel giyinmelerini emrederdi. İmâm-ı Muhammed hazretleri nefîs
elbise giyerdi. İmâm-ı a'zam hazretleri buyurdu ki:
“Hazret-i Ömer'in yamalı hırka giymesi, Emîr-ül-mü'minîn olduğu içindi. Güzel giyinseydi, memurları da güzel giyinirler, fakirleri, milletten zulüm ile mal alırlardı. Resulullah efendimiz bin dirhem gümüş kıymetinde cübbe giyerdi.”