Medreselerde verilen din ve fen bilgileri...
05/06/2022 Pazar Köşe yazarı S.K
İslâm düşmanları
bilhassa İngilizler, her türlü vâsıtaları kullanarak Müslümanları ilimde
ve fende geri bıraktılar.
İslam dininde ilim -4-
Fatih Sultan Mehmed
Hân zamanında medreselerde okutulan din ve fen bilgileri pek yüksek idi.
Tanzimat’tan sonra ve hele İttihatçılar zamanında çok aşağı oldu. İslâm
düşmanları, pek sinsi, ikiyüzlü davranarak başarı sağladılar. Hele Mithat Paşa,
kıyasıya saldırmaya, çok acı plânları ile İslam’ı ve Kur’ân’ı yok etmeye
hazırlanmıştı. Sultan İkinci Abdülhamid Hân'ın kuvvetli imanı ve keskin zekâsı,
Müslümanlara ve İslamiyet’e saplanmak istenen bu zehirli hançere karşı çelik
bir kalkan gibi dikilmeseydi, düşmanların imha plânları, Müslümanları ezecekti.
İslâm düşmanları
bilhassa İngilizler, her türlü vâsıtaları kullanarak Müslümanları ilimde ve
fende geri bıraktılar. Müslümanların ticaret ve sanatlarına mâni olundu. İslâm
ülkelerindeki güzel ahlâkı yıkmak, İslâm medeniyetini ortadan kaldırmak,
gençlerin İslam ilimlerini öğrenmelerine mâni olmak için içki, fuhuş, eğlence,
kumar gibi illetler yaygınlaştırıldı. Ahlâkı bozmak için, gayrimüslim kadınlar
birer ajan gibi çalıştırıldı. Bir debdebe içerisinde, moda evi, dans kursu,
manken ve artist yetiştirmek gibi hilelerle, gençleri tuzağa düşürerek, kötü
yollara sürüklediler. Bu hususta Müslüman anne ve babalara çok büyük vazifeler
düşmektedir. Yavrularını, böyle kimselerin ellerine düşürmemek için çok uyanık
olmalıdırlar.
Osmanlı Devleti, son
zamanlarda, Avrupa’ya tahsil için talebeler ve devlet adamları gönderdi. Bu
talebeler ve devlet adamlarından bazıları aldatıldı. Fen ve teknik öğrenecek
olanlara, İslamiyet’i ve Osmanlı imparatorluğunu yıkma teknikleri
öğretildi. Bunlardan imparatorluğa ve Müslümanlara en büyük zararı dokunan
kimse, Mustafa Reşit Paşa oldu. Londra’da bulunduğu zaman azılı ve sinsi bir
İslâm düşmanı olarak yetiştirildi. İskoç masonları ile el ele verdi. Sultan
Mahmud Hân, mason Reşit Paşa'nın ihanetlerini görerek idamını emretti ise
de, ömrü vefa etmedi. Sultanın vefatından sonra, İstanbul’a dönen Reşit Paşa ve
arkadaşları, İslamiyet’e ve Müslümanlara en büyük zararı yaptılar.
1839’da padişah olan Abdülmecid Hân, henüz on sekiz yaşındaydı. Genç ve tecrübesizdi. Etrafındaki kimselerden kendisini ikaz eden de olmadı. Bu hâl, Osmanlı tarihinde korkunç bir dönüm noktası olmuş, koca İslâm devletinde (Yok olma devri) başlamıştır. Temiz kalpli padişah, İngilizlerin tatlı dillerine aldanarak, Avrupa’da İslam düşmanlarının yetiştirdikleri cahilleri işbaşına getirdi. Bunların devleti ve İslamiyet’i içeriden yıkmak siyasetlerini hemen anlayamadı. Bir anlatan da olmadı. İslamiyet’i yıkmak için İngiltere’de kurulmuş olan (İskoç mason teşkilâtı)nın kurnaz üyesi Lord Redcliffe İstanbul’a, İngiliz sefiri olarak gönderildi. Mustafa Reşit Paşa'nın sadrazam yapılması için, Lord Redcliffe Sultana çok dil döktü ve bunu başardı!..