İsyan edenlere ses çıkarmamak
28/08/2021 Cumartesi Köşe yazarı O.Ü
Bir günah işleyeni görüp
de menetmek çok kıymetlidir...
Sual: Bazı kimseler,
isyan eden, günah işleyenlere ses çıkarmamalı, kimseye karışmamalı diyor. Bu
sözün doğruluk payı var mıdır?
Cevap: Bu konuda
Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri Gunyet-üt-tâlibîn kitabında, emr-i ma'rufu
anlatırken;
“Bir kimse, bir günah
işleyeni görüp de menedince, kendine zarar gelme ihtimali bulunduğu zaman,
acaba menetmesi caiz olur mu? Elbette olur, hatta çok kıymetli olur. Allahü
teâlâ için cihad etmek gibi sevap verilir. Hele zalimlerin elinden mazlumu
kurtarmak ve memleketi küfür kapladığı bir zamanda imanı açığa çıkarmak için
olunca, böyle zamanlarda, nehy-i münker yapılmasını âlimler söylüyor”
buyuruyor.
Evliyanın büyükleri,
sofiyyenin imamları, emr-i ma'rûfu ve nehy-i münkeri terk edici olsalardı,
kitaplarında bunları yazarlar mı ve bu derece mübalağa ederler mi idi?
Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri buyuruyor ki:
“Kur’ân-ı kerime,
hadis-i şeriflere ve akla uygun şeylere Ma'rûf, bunlara uymayan şeylere Münker
denir.” Hadîkada buyuruluyor ki:
“Nass ile ve
müctehidlerin sözbirliği ile yasak edilen şeylere Münker denir. Bunlar da iki
kısımdır:
Birinci kısm ma'rûf ve
münkerler meydanda olup, âlim olan ve olmayan bunları bilir. Beş vakit namaz
kılmak, Ramazan ayında oruç tutmak, zekat vermek, hac etmek gibi şeylerin farz
olduğu Ma'rûf ve zina, alkollü içkilerin içilmesi, hırsızlık, yankesicilik,
faiz alıp vermek, başkasının malını gasbetmek ve bunlar gibi şeylerin haram
olduğu Münkerdir. Bunları her müminin emir ve nehiy etmesi lazımdır.
İkinci kısmı, yalnız
âlimler bilir. Allahü teâlâ için, ne gibi şeylere ve nasıl inanmak lazım olduğu
gibi. Bu kısımda olanları, âlimler emir ve nehiy eder. Eğer bir âlim, bunları
bildirdi ise, âlim olmayanın da, gücü yeterse, bildirmesi caiz olur. Her
müminin Ehl-i sünnet itikâdına yapışması, bozuk imandan, yani dalaletten
kaçınması lazımdır.”
Din bilgilerinde âlim
olmayan kimse, bid'at sahipleri ile münakaşa etmemeli, onlardan uzaklaşmalı,
görüşmemelidir. İtikatları bozuk olduğu için, onları sevmemeyi ibadet
bilmelidir. Resulullah efendimiz bir hadis-i şerefde;
(İmanında veya
ibadetinde bid'at, bozukluk bulunan bir kimseye, Allah için sert bakanın
kalbini, Allahü teâlâ imanla doldurur ve korkudan korur) buyurdu.