Felçliydi, ama namaz vaktinde iyileşirdi!..

09/06/2019 Pazar Köşe yazarı A.U

Ebül Hüseyin Şirvânî hazretleri, İran'da yetişen büyük velîlerdendir.

Hicrî dördüncü asırda, Mekke’de vefât eyledi.

Ömrünün sonlarına doğru “felç” oldu.

Eli ayağı tutmazdı.

Ayağa kalkamazdı.

Fakat her gün beş namaz vakitleri girince iyileşirdi.

Sohbet esnâsında da sıhhatli ve sağlam olur, bu zamanlar hâricinde yine “felçli” olurdu...

Kendisine;

"Tasavvuf nedir?" diye sordular.

Cevâbında;

"Hakîkî din âlimlerinden birine bağlanıp ona teslim olmak, onun feyz ve bereketlerinden istifâde etmek ve ondan öğrendiği gibi yaşamaktır" buyurdu.

Sohbet ederdi.

Ve sevdiklerine;

"Eğer imkânım olsaydı, ayaklarım da sağlam olsaydı evliyâya sevgisi olanları ziyâret etmek için Horasan'a kadar giderdim" derdi.

Bunu sık sık söylerdi.

● ● ●

Bir gün de biri gelip;

“Dînimizde ilim öğrenmenin yeri nedir efendim?” diye sordu.

O da cevâben;

“İlim öğrenmek için evinden çıkan kimseye, melekler imrenir. Gelip o kimsenin ayakları altına kanatlarını sererler. Denizdeki balıklar, karadaki hayvanlar, havadaki kuşlar, onun için duâ ederler” buyurdu.